Translation of "Dinler" in German

0.008 sec.

Examples of using "Dinler" in a sentence and their german translations:

Tom dinler.

Tom hört zu.

O onu dinler.

- Sie hört ihm zu.
- Sie hört auf ihn.

Beni dinler misin?

Wirst du mir zuhören?

Tom'u kim dinler?

Wer hört Tom zu?

Onu kim dinler?

Wer hört ihr zu?

Tom jazz dinler.

Tom hört Jazz.

Haberleri dinler misiniz?

Hört ihr die Nachrichten?

Tom beni dinler.

Tom hört auf mich.

Beni dinler misiniz lütfen?

Darf ich um Ihre Aufmerksamkeit bitten?

O, ailesinin sözünü dinler.

Sie ist ihren Eltern gehorsam.

Umarım o beni dinler.

Ich hoffe, sie hört auf mich.

- Tom dinliyor.
- Tom dinler.

Tom hört zu.

Tom konuştuğunda insanlar dinler.

Auf Tom hören die Leute.

Babam klâsik müzik dinler.

Mein Vater hört klassische Musik.

Tom ne tür müzik dinler?

Welche Musikrichtung hört Tom?

Tom genellikle klasik müzik dinler.

Tom hört gewöhnlich klassische Musik.

Tom evde nadiren müzik dinler.

Tom hört zu Hause selten Musik.

Tom sadece klasik müzik dinler.

Tom hört nur klassische Musik.

Tom kahvaltı yaparken radyo dinler.

- Tom hört während des Frühstücks Radio.
- Tom hört beim Frühstück Radio.

Her zaman haberleri radyodan dinler.

Er hört immer die Nachrichten im Radio.

- O onu dinler.
- O onu dinliyor.

- Sie hört ihm zu.
- Sie hört auf ihn.

O, çay içer ve müzik dinler.

Er trinkt Tee und hört Musik.

O, her zaman haberleri radyoda dinler.

Er hört immer die Nachrichten im Radio.

Dinler arasındaki uzlaşma dünya barışının temelidir.

Versöhnung zwischen den Religionen ist die Grundlage für den Weltfrieden.

Sık sık sesli kitaplar dinler misin?

Hörst du oft Hörbücher?

Çeneni kapatıp beni bir dinler misin?

Wirst du jetzt bitte einmal den Mund halten und mir zuhören?

Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.

Mit überdimensionalen Ohren horcht es nach Vibrationen im hohlen Holz.

Dinler bugüne kadar söylenen en büyük yalandırlar.

Religionen sind die größte Lüge, die man je sagte.

Pek çok dinler ölümden sonra hayat vadediyor.

Sehr viele Religionen versprechen ein Leben nach dem Tod.

Bütün dinler barış istiyor, savaş isteyen diğerleridir.

Alle Religionen wollen Frieden. Andere wollen Krieg.

- O, anne babasının sözünü dinler.
- O ailesine sadıktır.

- Sie ist ihrer Familie ergeben.
- Er ist seiner Familie ergeben.

Tom her zaman kahvaltı yaparken radyoda haber dinler.

Tom hört während des Frühstücks immer im Radio die Nachrichten.

- O, anne babasının sözünü dinler.
- O ebeveynlerine itaatkardır.

Sie hört auf ihre Eltern.

Sık sık benim yanıma oturur ve müzik dinler.

Er nimmt oft neben mir Platz und hört Musik.

- O, anne babasının sözünü dinler.
- O, anne babasına sadıktır.

- Sie ist ihren Eltern ergeben.
- Er ist seinen Eltern ergeben.

- O ailesine itaatkâr.
- O, anne babasının sözünü dinler.
- O, anne babasına sadıktır.
- O ailesine sadıktır.
- O ebeveynlerine sadıktır.
- O ailesine itaatkârdır.
- O ebeveynlerine itaatkardır.
- O, anne babasına itaatkardır.

- Sie hört auf Vater und Mutter.
- Er hört auf Vater und Mutter.
- Er hört auf seine Eltern.
- Sie hört auf ihre Eltern.