Translation of "Civarında" in German

0.004 sec.

Examples of using "Civarında" in a sentence and their german translations:

Okulun civarında yaşıyoruz.

Wir wohnen in der Nähe der Schule.

Fırın köşenin civarında.

Der Bäcker ist um die Ecke.

Beş civarında oraya varacak.

Er wird um etwa 5 Uhr dort ankommen.

Saat yedi civarında kalkarım.

Ich stehe ungefähr um 7 auf.

O öğle civarında gelecek.

Sie kommt um die Mittagszeit an.

Orada yirmi civarında insan vardı.

Dort waren ungefähr 20 Leute.

Saat sekiz civarında evden ayrıldım.

Ich bin gegen acht von zu Hause fortgegangen.

Sınıfında kırk civarında öğrenci var.

In ihrer Klasse sind etwa vierzig Schüler.

Tom altı civarında eve gelir.

Tom kommt gegen sechs nach Hause.

Mektup bir hafta civarında varacak.

Der Brief wird etwa in einer Woche ankommen.

Tom artık otuz civarında olmalı.

Tom müsste jetzt um die dreißig sein.

Sis saat on civarında kaybolmaya başladı.

Gegen zehn Uhr löste sich der Nebel langsam auf.

Saat beş civarında okuldan geri dönecek.

Bis fünf Uhr wird er wieder zurück sein.

Saat sekiz civarında giderseniz ona rastlayabilirsiniz.

Wenn du um acht Uhr hingehst, triffst du ihn vielleicht.

Tom saat 8 civarında ofisine gelir.

Tom kommt in seinem Büro um etwa 8 Uhr an.

Normal vücut sıcaklığım 37 derece civarında.

Meine normale Körpertemperatur beträgt etwa siebenunddreißig Grad.

Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.

- Morgens wache ich immer ungefähr um sieben Uhr auf.
- Morgens wache ich immer gegen sieben Uhr auf.

O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.

Er wohnt irgendwo in der Nähe dieses Parks.

İnsan vücudunun ısısı 37°C civarında gezinir.

Die Temperatur des menschlichen Körpers bewegt sich um 37 °C.

Tom Mary'nin muhtemelen otuz civarında olduğunu düşündü.

Tom glaubte, Maria müsse um die dreißig sein.

Yan 20-25 kişi civarında bilemedin 30 kişi

Etwa 20-25 Personen kannten 30 Personen nicht

Sabah saat 10.00 civarında bacağından kabukla vuruldu parça.

Gegen 10 Uhr wurde er von Muschelfragmenten ins Bein getroffen.

- Yolumu nehrin yakınında kaybettim.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.

Es war in der Nähe vom Fluss, wo ich mich verirrte.

Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.

Tom ist in der Stadt sehr übel beleumundet.

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

Etwa 120 Menschen wurden in den letzten sieben Jahren durch Leoparden verletzt.

Jeff Bezos'un net serveti yaklaşık 120 milyar dolar civarında tahmin ediliyor.

Jeff Bezos hat ein geschätztes Vermögen von 120 Milliarden Dollar.

- O yaklaşık kırk olmalı.
- O, yaklaşık kırk olmalı.
- O 40 civarında olmalı.

- Er muss ungefähr 40 sein.
- Er muss fast vierzig sein.

Bennigsen'in ordusunun 40%'ı 20.000 civarında asker ölü, yaralı ya da esir durumdaydı

20.000 Männer wurden getötet, verwundet oder gefangen genommen - 40% von Bennigsens Armee.

- Genellikle saat altı otuz civarında kalkarım.
- Genellikle yaklaşık saat 6:30 da kalkarım.

Ich stehe normalerweise ungefähr um sechs Uhr dreißig auf.

Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.

Geschwollene Lymphknoten finden sich üblicherweise in der Nähe einer Infektionsstelle, einer Geschwulst oder einer Entzündung.

Saat 16:00 civarında Lannes'ın eski arkadaşı General Pouzet bir top güllesiyle vuruldu ve önünde öldürüldü.

Gegen 16 Uhr wurde Lannes 'alter Freund General Pouzet von einer Kanonenkugel getroffen und vor seinen Augen getötet.

- Ben ona saat dört civarında beni almasını rica ettim.
- Ondan saat dört gibi beni almasını istedim.

Ich bat sie, mich gegen vier abzuholen.

Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.

Jetzt lebe ich in der Stadt. Doch die Entfernung zwischen meinem Haus und einem großen Wald beträgt nur etwa einen Kilometer.

Ekonomistler 2060 yılı civarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan oluşan sözde "Batı dünyası"nın küresel ekonomideki egemen konumunu kaybedeceğini tahmin ediyorlar.

Wirtschaftswissenschaftler sagen voraus, dass die sogenannte „westliche Welt“, die Europa und Nordamerika umfasst, ihre dominierende Stellung in der Weltwirtschaft um das Jahr zweitausendsechzig verlieren wird.