Translation of "Yaşıyoruz" in German

0.007 sec.

Examples of using "Yaşıyoruz" in a sentence and their german translations:

Yaşıyoruz.

Wir leben.

Birlikte yaşıyoruz.

- Wir leben zusammen.
- Wir wohnen zusammen.

Boston'da yaşıyoruz.

- Wir leben in Boston.
- Wir wohnen in Boston.

Burada yaşıyoruz.

Wir leben hier.

Teknoloji çağında yaşıyoruz.

Wir leben im Zeitalter der Technik.

Ona yakın yaşıyoruz.

Wir wohnen in ihrer Nähe.

Okulun civarında yaşıyoruz.

Wir wohnen in der Nähe der Schule.

New York'ta yaşıyoruz.

- Wir wohnen in New York.
- Wir leben in New York.

Biz orada yaşıyoruz.

Wir wohnen dort drüben.

Şimdi birlikte yaşıyoruz.

Wir leben jetzt zusammen.

Şehir merkezinde yaşıyoruz.

Wir wohnen in der Innenstadt.

Biz ABD'de yaşıyoruz.

Wir leben in den Vereinigten Staaten.

Biz dünyada yaşıyoruz.

Wir leben auf der Erde.

Enformasyon çağında yaşıyoruz.

Wir leben im Informationszeitalter.

Biz Macaristan'da yaşıyoruz.

Wir wohnen in Ungarn.

Biz banliyölerde yaşıyoruz.

Wir leben in der Vorstadt.

Biz Fransa'da yaşıyoruz.

Wir wohnen in Frankreich.

Bir toplumda yaşıyoruz.

Wir leben in einer Gesellschaft.

- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Güzel bir şehirde yaşıyoruz.

Wir leben in einer schönen Stadt.

- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.

Wir leben in einer schönen Stadt.

Biz sınıra yakın yaşıyoruz.

Wir wohnen in der Nähe der Grenze.

Geniş kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

Wir wohnen in der Nähe der großen Bibliothek.

Hepimiz aynı yurtta yaşıyoruz.

Wir wohnen alle in demselben Studentenwohnheim.

Nükleer güç çağında yaşıyoruz.

Wir leben im Zeitalter der Kernenergie.

Demokratik bir toplumda yaşıyoruz.

Wir leben in einer demokratischen Gemeinschaft.

Küresel bir köyde yaşıyoruz.

Wir leben in einem globalen Dorf.

Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Wir leben auf dem Planeten Erde.

Biz atom çağında yaşıyoruz.

- Wir leben im Zeitalter der Kernenergie.
- Wir leben im Atomzeitalter.

Altı yıldır Osaka'da yaşıyoruz.

Wir leben seit sechs Jahren in Osaka.

Hepimiz Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Wir leben alle auf dem Planeten Erde.

Biz bir çiftlikte yaşıyoruz.

Wir wohnen auf einem Bauernhof.

Az kişilik gruplar halinde yaşıyoruz

Wir leben in kleinen Gruppen

Daha kalabalık kitleler halinde yaşıyoruz

Wir leben in größeren Menschenmengen

Deprem olan bir bölgede yaşıyoruz

Wir leben in einer Erdbebenzone

Bir muz kabuğu evreninde yaşıyoruz

Es ist eher ein Bananenschalen-Universum

Biz uygar bir toplumda yaşıyoruz.

Wir leben in einer zivilisierten Gesellschaft.

Biz büyük bir şehirde yaşıyoruz.

Wir leben in der Großstadt.

Biz hepimiz Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Wir leben alle auf dem Planeten Erde.

Ondan on dakika uzaklıkta yaşıyoruz.

- Wir wohnen zehn Minuten von ihm entfernt.
- Wir wohnen zehn Minuten von ihr entfernt.

Biz sadece şimdiki zamanı yaşıyoruz.

Wir leben nur in der Gegenwart.

Ocak ayından beri burada yaşıyoruz.

Wir leben hier seit Januar.

Biz bu uzun sokakta yaşıyoruz.

Wir wohnen an dieser langen Straße.

Son üç yıldır birlikte yaşıyoruz.

Wir wohnen seit drei Jahren zusammen.

Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!

In was für einer schrecklichen Welt wir doch leben!

Sizin gibi aynı sorunları yaşıyoruz.

- Wir haben die gleichen Probleme wie ihr.
- Wir haben die gleichen Probleme wie du.

On yıldır aynı dairede yaşıyoruz.

Wir wohnen seit zehn Jahren in derselben Wohnung.

Üç yatak odalı bir evde yaşıyoruz.

Unser Haus hat drei Schlafzimmer.

Biz çok güvenli bir ülkede yaşıyoruz.

Wir leben in einem sehr sicheren Land.

Biz büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

Wir wohnen in der Nähe einer großen Bibliothek.

Biz dünya adlı bir gezegende yaşıyoruz

- Wir leben auf einem Planeten, den man die Erde nennt.
- Wir leben auf einem Planeten, der Erde heißt.

Caddenin diğer tarafındaki apartman dairelerinde yaşıyoruz.

Wir wohnen in dem Mietshaus gleich dort auf der anderen Straßenseite.

Yolun hemen karşısındaki apartman dairelerde yaşıyoruz.

Wir wohnen in dem Mietshaus gleich dort auf der anderen Straßenseite.

Marketin yanındaki 50 numaralı evde yaşıyoruz.

Wir wohnen in Haus Nr. 50 am Markt.

Tarihin en hızlı nesil tükenme hızını yaşıyoruz

Wir erleben eine der schnellsten Aussterberaten aller Zeiten.

Biz bir soğuk algınlığı yaşıyoruz ciğerlerimizi üşütüyoruz

Wir haben eine Erkältung, wir erkälten unsere Lungen

- Biz barış içinde yaşarız.
- Huzur içinde yaşıyoruz.

Wir leben in Frieden.

Şu anda bizim sunucularda ağır yükler yaşıyoruz.

Unsere Dienstrechner sind derzeit schwer ausgelastet.

Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.

Wir leben in Vancouver; es sieht täglich nach Regen aus.

Cinselliğe kafayı takmış gibi görünen bir kültürde yaşıyoruz.

Wir leben in einer Kultur, die von Sex besessen scheint.

Ülkemizin tarihindeki zor ve trajik bir zamanı yaşıyoruz.

Wir erleben eine der schwierigsten und tragischen Perioden in der Geschichte unseres Landes.

Hepimiz aynı gökyüzü altında yaşıyoruz ama aynı ufka sahip değiliz.

Wir leben alle unter dem gleichen Himmel, aber nicht alle haben den gleichen Horizont.

Hepimiz aynı güneşin altında yaşıyoruz, ama aynı aydınlığa sahip değiliz.

Wir leben alle unter der gleichen Sonne, aber wir haben nicht den gleichen Horizont.

Kar yağıyor. Bu kışın ilk karını sonbaharımızda yaşıyoruz. İşimiz, iş desenize.

Es schneit. Heute erleben wir unseren ersten Winterschnee im Herbst. Das kann ja noch lustig werden.

- Biz ılıman bir kış geçiriyoruz.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Bu yıl yumuşak bir kış geçirdik.

Wir haben dieses Jahr einen milden Winter.

Bizler dijital bir çağda yaşıyoruz ve istediğimiz her bilginin de bize bir yerlerde, yazılı olarak bir kitap, kütüphane ya da bir veritabanı aracılığıyla erişilebilir olduğunu düşünmükten zevk alıyoruz. Ne var ki bu gerçek olmaktan uzak bir durum; dillerin büyük bir kısmı hiçbir zaman ne yazıldı ne de kayıt altına alındı.

Wir leben in einem digitalen Zeitalter, und wir stellen uns gern vor, dass uns jedwede nützliche Information zugänglich ist, irgendwo, aufgeschrieben in irgendeinem Buch, in einer Bibliothek oder Datenbank, und dass wir sie durch Googeln finden können, doch das ist fern der Wahrheit; in der Mehrzahl der Sprachen ist noch niemals etwas irgendwo geschrieben worden, noch wurden von ihnen Tonaufzeichnungen angefertigt