Translation of "Bisiklete" in German

Bisiklete binmeyi bilmiyor.

Er kann nicht Fahrrad fahren.

Kaldırımda bisiklete binmemelisin.

Du solltest nicht auf dem Gehsteig Rad fahren.

Bisiklete binmeyi severim.

Ich würde gerne Fahrrad fahren gehen.

Tom bisiklete binemez.

Tom kann nicht Fahrrad fahren.

Bisiklete binebilir misin?

Kannst du Fahrrad fahren?

Hepimiz bisiklete binmekten hoşlanırız.

Wir fahren alle gern Rad.

O bir bisiklete binemez.

- Sie kann nicht Fahrrad fahren.
- Sie kann nicht radfahren.

Bisiklete nasıl bineceğini bilmiyor.

Sie kann nicht Fahrrad fahren.

Dün ormanda bisiklete biniyorduk.

Gestern sind wir durch den Wald geradelt.

Bisiklete bineceğimi mi düşünüyorsun?

Denkst du, ich werde das Fahrrad bekommen?

Bisiklete binmek hoşuma gider.

Ich fahre gern Rad.

bisiklete binmek özel bir durumdu

Fahrrad fahren war ein Sonderfall

Ben bisiklete binmeyi tercih ederim.

Ich fahre lieber mit dem Rad.

Yürümeyi bisiklete binmeye tercih ederim.

- Ich gehe lieber zu Fuß, als dass ich reite.
- Ich bevorzuge es zu laufen, statt zu reiten.

İşe gitmek için bisiklete binerim.

Ich fahre mit dem Fahrrad zur Arbeit.

Sen bisiklete binmeyi asla unutamazsın.

- Fahrradfahren verlernt man nicht.
- Radfahren verlernt man nicht.

O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.

Das Radfahren hat ihm Spaß gemacht.

Tom nasıl bisiklete binileceğini bilmez.

Tom kann nicht Fahrrad fahren.

Tom bisiklete binmekten zevk aldı.

Das Radfahren hat Tom Spaß gemacht.

O bir bisiklete sahip mi?

Hat sie ein Fahrrad?

Bisiklete binmekten çok fazla hoşlanmıyorum.

Ich fahre nicht gerne Rad.

Tom bisiklete binmeyi öğrenmek istiyor.

Tom will Fahrrad fahren lernen.

O, bisiklete binmeyi geçen yıl öğrendi.

Sie lernte Fahrrad zu fahren im vergangenen Jahr.

Jack'in yeni bir bisiklete parası yetemez.

Jack kann sich kein neues Fahrrad leisten.

Bir insan bisiklete binmeyi asla unutamaz.

- Fahrradfahren verlernt man nicht.
- Radfahren verlernt man nicht.

Tom arkadaşlarından biriyle bisiklete binmeye gitti.

Tom ging mit einem seiner Freunde Fahrrad fahren.

Tom on yaşındayken bisiklete binmeyi öğrendi.

Tom hat mit zehn Jahren Radfahren gelernt.

- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.

Bill kann Fahrrad fahren.

Benim yeni bir bisiklete ihtiyacım var.

Ich brauche ein neues Fahrrad.

Aptallık frenleri olmayan bir bisiklete binmektir.

Blödheit ist, mit einem Rad zu fahren, das keine Bremsen hat.

- Onun bir bisiklete binmeyi öğrenmesi üç ayını aldı.
- Bisiklete binmeyi öğrenmek üç ayını aldı.

Er brauchte drei Monate, um Fahrrad fahren zu lernen.

- Tom bir bisiklete binmeyi öğrenmede zor zamanlar geçirdi.
- Tom bisiklete binmeyi öğrenirken çok zorluk yaşadı.

Es kostete Tom einige Anstrengung, das Radfahren zu lernen.

O günlerde bir de bisiklete binmek vardı

Damals gab es auch eine Radtour

- Mayuko bir bisiklet sürebilir.
- Mayuko bisiklete binebilir.

Mayuko kann Fahrrad fahren.

Tek tekerlekli bisiklete binebilen bir kız tanıyorum.

Ich kenne ein Mädchen, das Einrad fahren kann.

Tom okula gittiği bisiklete yeni pedallar taktı.

Tom hat neue Pedale an dem Fahrrad angebracht, mit dem er zur Schule fährt.

Bir bisiklete binerken iki bacağımı da kırdım.

Ich habe mir beim Radfahren beide Beine gebrochen.

Frenleri olmayan bir bisiklete binecek kadar deli olmalısın.

Du musst verrückt sein, dass du ein Rad fährst, das keine Bremsen hat!

Tom o zaman bir bisiklete nasıl bineceğini bilmiyordu.

Tom konnte damals nicht Rad fahren.

Tom en son ne zaman tek tekerlekli bisiklete bindi?

Was hast du Tom das letzte Mal auf einem Einrad gesehen?

- Tom bir bisiklete sahip değil.
- Tom'un bir bisikleti yok.

Tom hat kein Fahrrad.

Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey.

Es ist ziemlich dumm, mit einem Fahrrad zu fahren, das keine Bremsen hat.

Tom hâlâ ebeveynlerinin ona on üç yaşındayken verdiği bisiklete biniyor.

Tom fährt noch immer mit dem Fahrrad, das er mit dreizehn Jahren von seinen Eltern bekommen hat.

Ne için ikinci bir bisiklete ihtiyacın var? Onu bana ver!

Wozu brauchst du ein zweites Fahrrad? Gib es mir!

Tom bir araba süremez bu yüzden her zaman bir bisiklete biner.

Tom kann nicht Auto fahren, darum nimmt er immer das Fahrrad.

Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.

Tom kann nicht gut Fahrrad fahren. Deswegen hat sein Fahrrad Stützräder.

- Beş yaşındayken bisiklete binebiliyor muydun?
- Beş yaşındayken bisiklet kullanabiliyor muydun?
- Beş yaşındayken bisiklet sürebiliyor muydun?

Konntest du mit fünf Jahren Fahrrad fahren?