Translation of "Arkadaşımın" in German

0.004 sec.

Examples of using "Arkadaşımın" in a sentence and their german translations:

Arkadaşımın dükkanında çalışıyorum.

Ich arbeite im Laden meines Freundes.

Arkadaşımın arkadaşı güzeldir.

- Die Freundin meiner Freundin ist hübsch.
- Die Freundin meines Freundes ist hübsch.
- Der Freund meiner Freundin ist hübsch.
- Der Freund meines Freundes ist hübsch.

Tom, arkadaşımın arkadaşıdır.

- Tom ist der Freund eines Freundes von mir.
- Tom ist ein Freund einer meiner Freunde.

Arkadaşımın burada olmadığına üzgünüm.

Es tut mir leid, dass mein Freund nicht hier ist.

Alman arkadaşımın adı Hans.

Mein deutscher Freund heißt Hans.

Bir arkadaşımın olmasını istiyorum.

Ich will einen Freund haben.

İspanyol arkadaşımın adı Enrique.

Mein spanischer Freund heißt Enrique.

Arkadaşımın butiğinde çalışmak istiyorum.

Ich arbeite in der Boutique meines Freundes.

Kız arkadaşımın klitorisini bulamıyorum.

Ich kann die Klitoris meiner Freundin nicht finden.

Arkadaşımın yarın geleceğini biliyorum.

Ich weiß, dass mein Freund morgen kommt.

Kız arkadaşımın adı Filiz’dir.

Meine Freundin heißt Filiz.

Arkadaşımın büyük bir ailesi var.

Mein Freund hat eine große Familie.

Erkek arkadaşımın beni aldattığını düşünüyorum.

Ich glaube, mein Freund betrügt mich.

Tom, bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı.

- Tom ist der Freund eines Freundesfreundes.
- Tom ist der Freund vom Freund eines Freundes.

Geçen hafta bir arkadaşımın evindeydim.

Lezte Woche war ich im Haus eines meiner Freunde.

Arkadaşımın babası ünlü bir romancı.

- Der Vater meines Freundes ist ein berühmter Schriftsteller.
- Der Vater meiner Freundin ist ein berühmter Schriftsteller.

Arkadaşımın ev ödevimi kopyalamasına izin verdim.

Ich habe meinen Freund meine Hausaufgaben abschreiben lassen.

Kız arkadaşımın beni aldatıyor olduğunu düşünüyorum.

Ich glaube, meine Freundin betrügt mich.

Bugün en iyi arkadaşımın doğum günü.

- Heute hat meine beste Freundin Geburtstag.
- Heute hat mein bester Freund Geburtstag.

Arkadaşımın Çorap adlı bir kedisi var.

Mein Freund hat eine Katze namens Socke.

- Bir arkadaşımın evinde kalacağım.
- Bir arkadaşta kalacağım.

Ich übernachte bei einer Freundin.

Erkek arkadaşımın benim e-postalarımı gözetlediğini düşünüyorum.

Ich glaube, mein Freund späht meine Netzpost aus.

Arkadaşımın burada olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı.

Ich bin enttäuscht, dass mein Freund nicht hier ist.

Kız arkadaşımın babasıyla uzun güzel bir sohbet ettim.

Ich hatte einen netten, langen Plausch mit dem Vater meiner Freundin.

Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun.

Wenn du mein Freund werden willst, dann werde auch der Freund meines Freundes.

Arkadaşımın balo için bir streç limuzine binmesi gerekiyor.

Mein Freund musste mit einer Stretch-Limousine zum Abschlussball fahren!

Eski erkek arkadaşımın eski sevgilisi durup dururken beni aradı.

Die Ex meines Exfreundes hat mich gerade aus heiterem Himmel angerufen.

Rahmetli arkadaşımın kızı "Babamın ruhu için dua edeceğim." dedi.

Die Tochter meines verstorbenen Freundes sagte: „Ich werde für die Seele meines Vaters beten.‟

Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

Ich dachte, meine Freundin sei normal, aber es stellte sich heraus, dass sie ein Sukkubus ist.

- Arkadaşımı taciz etmeyi kesin.
- Arkadaşımı rahatsız etmeyi kesin.
- Arkadaşımın canını sıkmayı kesin.
- Arkadaşıma sıkıntı vermeyi kesin.

Unterlasse es, meinen Freund zu belästigen!

- Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

Ich hatte einen Regenschirm, aber mein Freund hatte keinen.