Translation of "Bulamıyorum" in English

- Cep telefonumu bulamıyorum.
- Telefonumu bulamıyorum.

- I can't find my mobile.
- I can't find my phone.

Biletimi bulamıyorum.

I can't find my ticket.

Tim'i bulamıyorum.

I can't find Tim.

Bagajımı bulamıyorum.

I can't find my luggage.

Onu bulamıyorum.

I can't find it.

Tom'u bulamıyorum.

I can't get a hold of Tom.

Gazeteyi bulamıyorum.

I can't find the newspaper.

Anahtarlarımı bulamıyorum.

- I can't find my keys.
- I can't find my keys!

Saatimi bulamıyorum.

I can't find my watch.

Cüzdanımı bulamıyorum.

I can't find my wallet.

Ayakkabılarımı bulamıyorum.

I can't find my shoes.

Şapkamı bulamıyorum.

I can't find my hat.

Dengeyi bulamıyorum.

- I'm not finding the equation.
- I can't find the equation.

Eldivenimi bulamıyorum.

I can't find my gloves.

Pantolonumu bulamıyorum.

I can not find my pants.

Şemsiyemi bulamıyorum.

- I can't find my umbrella!
- I can't find my umbrella.

Pasaportumu bulamıyorum.

I can't find my passport.

Süpürgeyi bulamıyorum.

I can't find the broom.

Seni bulamıyorum.

I can't find you.

Onları bulamıyorum.

I can't get a hold of them.

Restoranı bulamıyorum.

I can't find the restaurant.

Oteli bulamıyorum.

I can't find the hotel.

Çantamı bulamıyorum.

- I can't find my bag.
- I can't find my purse.

Valizimi bulamıyorum.

I can't find my suitcase.

Yazıcıyı bulamıyorum.

I can't find the printer.

Tuzluğu bulamıyorum.

I can't find the salt shaker.

Sarah'ı bulamıyorum.

I couldn't find Sarah.

Bisikletimi bulamıyorum.

I can't find my bicycle.

Telefonumu bulamıyorum.

- I can't find my mobile.
- I can't find my phone.

Küreği bulamıyorum.

I can't find the shovel.

Ekmeği bulamıyorum.

I can't find the bread.

Çoraplarımı bulamıyorum.

I can't find my socks.

- Ayakkabımın diğer tekini bulamıyorum.
- Ayakkabımın eşini bulamıyorum.

I can't find my other shoe.

Ne istediğimi bulamıyorum.

I can't find what I want.

Ben anahtarımı bulamıyorum.

I can't find my key.

Benim kalemimi bulamıyorum.

I can't find my pen.

Benim ayakkabılarımı bulamıyorum.

I can't find my shoes.

Ben çantamı bulamıyorum.

I can't find my bag.

Hiçbir yerde bulamıyorum.

I can't find it anywhere.

Bir şey bulamıyorum.

I can't find a thing.

Soracak birini bulamıyorum.

I can't find anybody to ask.

Uçak biletimi bulamıyorum.

I can't find my plane ticket.

Işık anahtarını bulamıyorum.

I can't find the light switch.

Sorunun kaynağını bulamıyorum.

I can't locate the source of the problem.

Tom'un adresini bulamıyorum.

I can't find Tom's address.

Ben bıçağı bulamıyorum.

I can't find the knife.

Otelimin adresini bulamıyorum.

I can't find the address of my hotel.

İkinci çorabı bulamıyorum.

I'm not finding the second sock.

Elbise çantamı bulamıyorum.

I can't find my garment bag.

Makyaj çantamı bulamıyorum.

I can't find my vanity case.

Ben Tom'u bulamıyorum.

I can't find Tom.

Ben haber bulamıyorum.

I can't find the news.

Anahtar deliğini bulamıyorum.

I can't find the keyhole.

Hiçbir şey bulamıyorum.

I can't figure out anything.

O ayarı bulamıyorum.

I can't find that setting.

Aradığım sayfayı bulamıyorum.

I can't find the page I was looking for.

Aradığım şeyi bulamıyorum.

I can't find what I'm looking for.

Bir iş bulamıyorum.

I can't find a job.

Yangın söndürücüyü bulamıyorum.

I can't find the fire extinguisher.

Haritada Boston'u bulamıyorum.

I can't find Boston on the map.

Sol ayakkabımı bulamıyorum.

I can't find my left shoe.

Uzaktan kumandayı bulamıyorum.

I can't find the remote control.

Diğer eldivenimi bulamıyorum.

I can't find my other glove.

Şarj aletimi bulamıyorum.

I can't find my charger.

Berberice sözlüğümü bulamıyorum.

I can't find my Berber dictionary.

Diş fırçamı bulamıyorum.

I can't find my toothbrush.

- Temiz bir çorap bulamıyorum.
- Bir çift temiz çorap bulamıyorum.

I can't find a clean pair of socks.

Onu hiçbir yerde bulamıyorum.

I can't find him anywhere.

Bunun nasıl olduğunu bulamıyorum.

I can't figure out how this happened.

Yanlış bir şey bulamıyorum.

I can't find a thing wrong.

Hiç çöp torbası bulamıyorum.

I can't find any garbage bags.

Gözlüğümü hiçbir yerde bulamıyorum.

I can't find my glasses anywhere.

Ben de Tom'u bulamıyorum.

I can't find Tom either.

Öğretmen olarak iş bulamıyorum.

I can't get work as a teacher.

Benim emanet anahtarını bulamıyorum.

I can't find my safety deposit key.

Ben doğru kelimeleri bulamıyorum.

I can't find the right words.

Hay aksi! Cüzdanımı bulamıyorum.

Damn! I can't find my wallet.

Artık Vivendi dosyasını bulamıyorum.

I can no longer find the Vivendi file.

Ben sadece vakit bulamıyorum.

I just can't find the time.

Tom'u hiçbir yerde bulamıyorum.

I can't find Tom anywhere.

Görüşünde bir mantık bulamıyorum.

I find no logic in his argument.

Onunla ilgili hata bulamıyorum.

I can't find fault with him.

Ben spor çantamı bulamıyorum.

I can't find my duffel bag.

Ben de onu bulamıyorum.

I can't find her either.

Anahtarlarımı hiçbir yerde bulamıyorum.

I can't find my keys anywhere.

Benim evin anahtarlarını bulamıyorum.

I can't find the keys to my house.

Telefon şarj cihazını bulamıyorum.

I can't find my phone charger.

Ben de onları bulamıyorum.

I can't find them either.

Beğendiğim bir işi bulamıyorum.

I can't find a job I like.

Kız arkadaşımın klitorisini bulamıyorum.

I can't find my girlfriend's clitoris.