Translation of "Bulamıyorum" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "Bulamıyorum" in a sentence and their japanese translations:

Biletimi bulamıyorum.

乗車券が見つからない。

Tim'i bulamıyorum.

ティムが見つからない。

Bagajımı bulamıyorum.

- 私の荷物が見つからないんです。
- 私の荷物が見当たらないの。

Saatimi bulamıyorum.

腕時計が見つからないんです。

Anahtarlarımı bulamıyorum.

- 鍵が見つからない。
- 鍵が見当たらない。

Eldivenimi bulamıyorum.

自分の手袋が見当たらない。

Valizimi bulamıyorum.

- 私のスーツケースが見つからないんです。
- 私のスーツケースがないの。
- スーツケースが見当たらないの。

Çantamı bulamıyorum.

私の書類かばんが見つからないのです。

Ne istediğimi bulamıyorum.

欲しいものが見つからないんだ。

Ben anahtarımı bulamıyorum.

- 鍵が見つからない。
- 鍵が見当たらない。

Benim kalemimi bulamıyorum.

僕のペンがないなぁ。

Benim ayakkabılarımı bulamıyorum.

私の靴が見当たらないんです。

Ben çantamı bulamıyorum.

私のバッグが見つからないの。

Elbise çantamı bulamıyorum.

私のガーメントバッグはみつからないのです。

Makyaj çantamı bulamıyorum.

私の化粧ケースがみつからないのです。

Aradığım sayfayı bulamıyorum.

探してたページが見つからない。

Şarj aletimi bulamıyorum.

充電器を見つけられない。

Görüşünde bir mantık bulamıyorum.

彼の議論には筋道が無い。

Onunla ilgili hata bulamıyorum.

私は彼を責めることができない。

Ben spor çantamı bulamıyorum.

私のダッフルバッグがみつからないのです。

- Gözlüklüğümü bulamıyorum.
- Gözlüklerimi bulamam.

メガネが見つからない。

Şemsiyemi hiçbir yerde bulamıyorum.

傘がどこにも見つからないんだよ。

Okumaya bile zaman bulamıyorum.

読む時間を見つけることさえできない。

Kitabı okumak için zaman bulamıyorum.

その本を読む暇が見つからない。

Ne hissettiğimi anlatabilecek kelime bulamıyorum.

この思いを表現できるような言葉が見つかりません。

Şaka yapıyor olmalısın! Pasaportumu bulamıyorum!

なんて事だ! パスポートが見当たらない!

Biletimi bulamıyorum. Onu kaybetmiş olmalıyım.

- 切符が見つかりません。なくしたに違いない。
- 乗車券が見つからない。落としてしまったにちがいない。

- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.
- Nutkum tutuldu.
- Diyecek bir şey bulamıyorum.

あきれてものも言えないよ。

Üzgünüm ama bana verdiğin kitabı bulamıyorum.

申し訳ないんだけど、あなたが貸して下さった本が見つからないのよ。

Tim'i bulamıyorum, o önceden gitti mi?

ティムが見つからない。彼はもう行ってしまったのかしら。

Tom'u bulamıyorum. Daha şimdiden gitti mi?

トムが見つからない。彼はもう行ってしまったのかしら。

Her yere baktım ama cüzdanımı bulamıyorum.

- あらゆる所を捜したが札入れは見つからない。
- あらゆるところを捜しましたが、札入れが見つからないのです。
- いたるところを捜したんだけど、俺の財布が見つからないんだよ。

Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.

解決策が見つからない。助けてくれ。

Bu teoride yanlış bir şey bulamıyorum.

彼の理論にはまったく欠陥が見当たらない。

"Sorun ne?" "Anahtarlarımı bulamıyorum." "Hangilerini?" "Benim bisiklet anahtarlarını."

「どうしたの?」「鍵がない」「何の鍵?」「自転車の鍵」

Tom'a ulaşmak için bir yol bulmaya çalışıyorum ama bulamıyorum.

なんとかしてトムと連絡を取ろうとしているんだけど、つかまらないんだ。

Dizüstü bilgisayarımı burada bulamıyorum; onu başka yere koymuş olmalıyım.

ここにノートを置いておいたのに。どこか別の場所に置いたのかしら。

Ben çakmağı burada bir yere koydum ve şimdi onu bulamıyorum.

ライターをどこかに置き忘れて見つからない。

- Kelimeler konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.

- 何と言ったら良いか分かりません。
- 私は言葉に詰まった。
- 私は言葉を失った。

- İyi bir fikir bulamıyorum.
- İyi bir fikir ileri süremiyorum.
- Ortaya iyi bir fikir atamıyorum.

- うーん。いいアイデアが思いつかない。
- どうしてもいい考えが浮かばないんだよ。