Translation of "Almasını" in German

0.008 sec.

Examples of using "Almasını" in a sentence and their german translations:

Tabii ki çocuklarınızın iyi eğitim almasını

Sie wollen für Ihre Kinder sicher eine gute Ausbildung,

Müşterinin mavi bir kravat almasını önerdi.

Sie schlug dem Kunden vor, eine blaue Krawatte zu kaufen.

Onların yeni bir araba almasını ummuyorduk.

Wir haben nicht damit gerechnet, dass sie sich ein neues Auto kaufen würden.

O, ona ilacı almasını tavsiye etti.

Sie riet ihm, das Medikament zu nehmen.

Tom Mary'den söylediklerini geri almasını istedi.

Tom bat Mary, zurückzunehmen, was sie gesagt hatte.

Düşük hava basıncı insanların nefes almasını ve yeterli oksijen almasını daha zor hale getirir.

Bei niedrigem Luftdruck fällt es den Menschen schwerer, genug Sauerstoff einzuatmen.

Tom'un yeni romanımdan bir tane almasını istedim.

Ich wollte, dass Tom eine Ausgabe meines neuen Romans erhält.

Tom babasının ona bir midilli almasını istiyor.

Tom will, dass ihm sein Vater ein Pony kauft.

Tom'un bizim için bilet satın almasını isteyeceğim.

Ich werde Tom bitten, uns Karten zu kaufen.

- Ben ona saat dört civarında beni almasını rica ettim.
- Ondan saat dört gibi beni almasını istedim.

Ich bat sie, mich gegen vier abzuholen.

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

Sein geringes Gehalt hindert ihn daran, das Haus zu kaufen.

Tom, Mary'ye biraz kahve ve sigara almasını söyledi.

Tom sagte Maria, sie solle Kaffee und Zigaretten kaufen.

O, kız arkadaşının annesinin şemsiyesini ödünç almasını istedi.

Er bat seine Freundin, sich von ihrer Mutter deren Regenschirm zu borgen.

Onun o projeyi ciddiye almasını sağlamak için buradayız.

Wir müssen ihm die Wichtigkeit jenes Projektes klarmachen.

O onun pahalı bir nişan yüzüğü almasını istemiyor.

Sie will nicht, dass er einen teuren Verlobungsring kauft.

O, onun ona pahalı bir hediye almasını umuyordu.

Sie erwartete von ihm, dass er ihr etwas Teures schenke.

Tom Mary'den ona bir bilet almasını rica etti.

Tom bat Mary, ihm ein Ticket zu kaufen.

O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.

Sie bat ihn, seine Siebensachen zu nehmen und zu gehen.

Tom ziyafet için Mary'nin yeni bir elbise almasını istedi.

Tom möchte, dass Maria zum Festessen ein neues Kleid kauft.

Bir avukat başka birinin paranı almasını önleyen bir kişidir.

Ein Anwalt ist jemand, der verhindert, dass andere an dein Geld kommen.

Tom Mary'nin babasından ona bir bilet almasını rica etti.

- Tom bat Marys Vater, ihm ein Ticket zu kaufen.
- Tom bat Marys Vater, ihm eine Karte zu kaufen.

Tom otobüsten indi ve Mary'nin gelmesini ve onu almasını bekledi.

Tom stieg aus dem Bus und wartete darauf, dass Maria käme, um ihn abzuholen.

Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.

Tom bat Mary, Zahnpasta und Toilettenpapier vom Supermarkt mitzubringen.

Tom'un Mary'nin kendisi için almasını istediği şeyi almak için yeterli parası yoktu.

Tom hatte nicht genug Geld, um Maria das zu kaufen, was sie sich von ihm gewünscht hatte.

Üst rafa ulaşamayacak kadar çok kısaydım, bu yüzden Tom'un kitabı benim için almasını istedim.

Da ich zu klein war, um an das oberste Regalfach heranzukommen, bat ich Tom, mir das Buch zu geben.

Tom Mary'yi işten eve giderken onun biraz ekmek almasını isteyip istemediğini sormak için aradı.

Tom rief Maria an, um zu fragen, ob er nach der Arbeit auf dem Heimweg Brot kaufen solle.