Translation of "Mavi" in German

0.008 sec.

Examples of using "Mavi" in a sentence and their german translations:

- Atkım mavi.
- Şalım mavi.
- Eşarbım mavi.

Mein Schal ist blau.

Açık mavi yeşilimsi mavi renktir.

Cyan ist eine grünlich-blaue Farbe.

Araba mavi.

Das Auto ist blau.

Arabam mavi.

Mein Auto ist blau.

Onlar mavi.

- Sie sind blau.
- Sie sind niedergeschlagen.

Mavi mi?

Ist es blau?

Göl mavi.

Der See ist blau.

- Mavi bisiklet yeni.
- Mavi bisiklet yenidir.

Das blaue Fahrrad ist neu.

- Onun mavi gözleri var.
- Mavi gözleri var.

- Sie hat blaue Augen.
- Er hat blaue Augen.

Bunlar mavi hayalet.

Es sind Blaugeist-Leuchtkäfer.

Gökyüzü kadar mavi!

Wie blau der Himmel ist!

Mavi araba pahalı.

Das blaue Auto ist teuer.

Onun bisikleti mavi.

Ihr Fahrrad ist blau.

Bu bina mavi.

Das Gebäude ist blau.

O, mavi giyinmişti.

Er hatte sich blau angezogen.

Onun kazağı mavi.

Sein Pulli ist blau.

Eski elbisem mavi.

Mein altes Kleid ist blau.

Mavi gözlerim var.

Ich habe blaue Augen.

Tom mavi giyiyor.

Tom trägt blau.

Tom mavi giyinmişti.

Tom war blau gekleidet.

Mavi çiçek küçüktür.

Die blaue Blume ist klein.

Büyük çiçek mavi.

Die große Blume ist blau.

Bu çiçek mavi.

Diese Blume ist blau.

Mavi elbiseyi giyeceğim.

Ich werde das blaue Kleid tragen.

Araban mavi mi?

Ist dein Auto blau?

Bu mavi mi?

Ist das blau?

- Benim gözlerim mavi.
- Gözlerim mavidir.
- Mavi gözlerim var.

- Meine Augen sind blau.
- Ich habe blaue Augen.

- Mavi sana yakışıyor.
- Mavi senin üzerinde iyi görünüyor.

- Blau steht dir gut.
- Blau steht euch gut.
- Blau steht Ihnen gut.

- Mavi gözlü kız, Jane'dir.
- Mavi gözleri olan kız Jane'dir.

- Das blauäugige Mädchen ist Jane.
- Das Mädchen mit den blauen Augen ist Jane.

Mavi gözleri benimkine kenetlenmişti.

ihre blauen Augen in meine versunken.

O, mavi elbiseleri sever.

Sie mag blaue Kleider.

Onun mavi gözleri vardı.

Er hatte blaue Augen.

Mavi gök, denize yansıyor.

- Der blaue Himmel wird im Meer widergespiegelt.
- Der blaue Himmel spiegelt sich im Meer wider.

Tom'un mavi ananasını seviyorum.

Ich mag Toms blaue Ananas.

Bu mavi düğmeye dokunma.

Berühre nicht diesen blauen Knopf!

Mavi telefon masanın üstünde.

- Das blaue Telefon steht auf dem Tisch.
- Das blaue Telefon liegt auf dem Tisch.

- Dudakların mavi.
- Dudaklarınız morarmış.

Du hast blaue Lippen.

Emily'nin mavi gözleri var.

Emily hat blaue Augen.

Güzel mavi gözlerin var.

- Du hast schöne blaue Augen.
- Sie haben schöne blaue Augen.

Onun mavi gözleri var.

Sie hat blaue Augen.

O, mavi denize ulaştı.

Er erreichte das blaue Meer.

Gökyüzü mavi mi? Evet.

Ist der Himmel blau? - Ja.

Dudakların mavi. Sudan çıkmalısın.

Du hast ganz blaue Lippen. Du solltest aus dem Wasser gehen.

Neden senin başın mavi?

Warum ist dein Kopf blau?

Tom'un mavi gözleri vardı.

Tom hatte blaue Augen.

Millie'nin mavi gözleri var.

Millie hat blaue Augen.

Bu mavi elbiseyi seviyorum.

Mir gefällt dieses blaue Kleid.

Mavi sana iyi uyuyor.

Blau steht dir gut.

O mavi butona dokunma.

- Berühre nicht diesen blauen Knopf!
- Berühren Sie nicht diesen blauen Knopf!

Mavi bir arabam var.

Ich habe ein blaues Auto.

En sevdiğim renk mavi.

Meine Lieblingsfarbe ist Blau.

Mavi battaniyeyi nasıl yıkıyorsun?

Wie wäschst du die blaue Decke?

Şu kızın gözleri mavi.

Die Augen dieses Mädchens sind blau.

Mavi kalemimi gerçekten severim.

Ich mag meinen blauen Stift echt gern.

Gök bugün mavi, bulutsuz.

- Heute ist der Himmel blau und wolkenlos.
- Der Himmel ist heute blau ohne eine Wolke.

Tom'un mavi gözleri var.

Tom hat blaue Augen.

Maria'nın mavi gözleri var.

Maria hat blaue Augen.

O mavi bir ev.

Das ist ein blaues Haus.

Mary'nin mavi gözleri var.

Maria hat blaue Augen.

Mavi kot pantolonum var.

- Ich trage eine blaue Nietenhose.
- Ich habe eine blaue Nietenhose an.

Saçları sarı, gözleri mavi.

Sie hat blonde Haare und blaue Augen.

Kulübün renkleri mavi-siyah.

Die Farben des Vereins sind Blau und Schwarz.

Mavi gözlü kız, Jane'dir.

- Das blauäugige Mädchen ist Jane.
- Das Mädchen mit den blauen Augen ist Jane.

Heriki kızın mavi gözleri var.

Beide Mädchen haben blaue Augen.

Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.

Der Turm erhob sich gegen den blauen Himmel.

O mavi bir ceket giymişti.

Er trug eine blaue Jacke.

Onun büyük mavi gözleri var.

Er hat große, blaue Augen.

O, açık mavi kravat takmıştı.

Er trug eine hellblaue Krawatte.

O, mavi bir ceket giyiyordu.

Sie trug einen blauen Mantel.

O, mavi bir elbise giyiyor.

Sie trägt ein blaues Kleid.

Sülfür mavi bir alevle yanar.

Schwefel brennt mit blauer Flamme.

Mavi renkli bir pasta istiyorum.

Ich will einen blauen Kuchen.

- Benim gözlerim mavi.
- Gözlerim mavidir.

Meine Augen sind blau.

Mavi paltolu kız benim kızım.

Das Mädchen in dem blauen Mantel ist meine Tochter.

Mavi benim en sevdiğim renk.

Blau ist meine Lieblingsfarbe.

Tom'un mavi bir bisikleti var.

Tom hat ein blaues Fahrrad.

Beni etkileyen şey mavi gökyüzüdür.

Beeindruckt war ich vom blauen Himmel.

Polis memurları mavi üniforma giyer.

Polizeibeamte tragen blaue Uniformen.

Bu mavi sırt çantası ağır.

Dieser blaue Rucksack ist schwer.

Tom odasını mavi boyamak istiyor.

Tom möchte dieses Zimmer blau streichen.

Tom'un mavi gözleri var mı?

Hat Tom blaue Augen?

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

Misch die blaue mit der gelben Farbe!

Tom'un büyük mavi gözleri var.

Tom hat große, blaue Augen.