Translation of "Aceleyle" in German

Aceleyle giyindim.

Ich habe mich Hals über Kopf angezogen.

Aceleyle kaçtım.

Ich rannte eilig weg.

Aceleyle bürodan çıktı.

Er stürmte aus dem Büro.

Aceleyle elbiselerimi giydim.

Ich zog mich in großer Eile an.

Tom aceleyle uzaklaştı.

Tom eilte davon.

Tom aceleyle çıktı.

Tom eilte davon.

Aceleyle merdivenlerden indi.

Sie lief hastig die Treppe runter.

Merdivenden aceleyle indiğinizi düşünün.

Stellen Sie sich vor, Sie gehen eine Treppe hinunter.

Şimdi aceleyle okula gidelim.

Jetzt lass uns zur Schule eilen!

Aceleyle, kapıyı açık bıraktı.

In der Eile ließ er die Türe offen.

O, aceleyle arabasına bindi.

Er stieg eilig in sein Auto.

O, aceleyle odaya daldı.

Er stürmte ins Zimmer.

O aceleyle istasyona gitti.

Er eilte zum Bahnhof.

Tom aceleyle yanımdan geçti.

Tom eilte an mir vorbei.

O aceleyle odasını temizledi.

Sie putzte eilig ihr Zimmer.

Tom aceleyle evden ayrıldı.

Tom verließ eilig das Haus.

Tom aceleyle odadan ayrıldı.

Tom ging rasch aus dem Zimmer.

Tom aceleyle sınıftan çıktı.

Tom eilte aus dem Klassenzimmer.

Tom aceleyle odaya girdi.

Tom stürmte ins Zimmer.

Tom aceleyle odasını temizledi.

Tom putzte eilig sein Zimmer.

İşlerini aceleyle yaparsan hatalar yaparsın.

- Sie machen Fehler, wenn Sie Dinge in Eile machen.
- Der Fehler liegt in der Eile.

Böyle aceleyle gelmene gerek yoktu.

- Du hättest nicht so eilig kommen müssen.
- Sie hätten nicht so eilig kommen müssen.

O, aceleyle onun başucuna geldi.

Sie eilte an sein Bett.

Biz aceleyle merdivenlerden aşağı koştuk.

Wir eilten die Treppe hinab.

Tom aceleyle Mary'nin evine gitti.

Tom eilte zu Maria.

Tüm yolcular aceleyle uçaktan ayrıldı.

Alle Passagiere verließen in großer Eile das Flugzeug.

Onlar garsonun aceleyle geldiğini gördüler.

Sie sahen den Kellner heraneilen.

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun, kız?

Wohin so eilig, Kleine?

Bir kamyon yol boyunca aceleyle gidiyordu.

Ein Lastwagen raste die Straße entlang.

Aceleyle trafik kazasının olduğu yere gittiler.

Sie eilten zum Ort des Verkehrsunfalls.

Köpeğimizi veterinere aceleyle götürmek zorunda kaldık.

Wir mussten eilends mit unserem Hund zum Tierarzt.

O, treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.

Er rannte zum Bahnhof, um den Zug nicht zu verpassen.

Ona kibarca teşekkür etti ve aceleyle uzaklaştı.

- Er dankte ihr überaus höflich und eilte davon.
- Er bedankte sich bei ihr sehr höflich und ging schnell fort.

Tom ve Mary birlikte merdivenlerden aceleyle yukarı çıktı.

Tom und Maria eilten zusammen die Treppe hinauf.

- Tom aceleyle eve girdi.
- Tom birden eve girdi.

Tom eilte ins Haus.

Herkes ne olup bittiğini görmek için aceleyle geminin diğer tarafına gitti.

Alle eilten auf die andere Seite des Schiffes, um zu sehen, was vor sich ging.

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun? Bizim bol zamanımız var, bu nedenle güvenli bir şekilde sür.

- Wohin fährst du so schnell? Wir haben eine Menge Zeit, also fahr vorsichtig.
- Wohin fahren Sie so schnell? Wir haben eine Menge Zeit, also fahren Sie vorsichtig.