Translation of "İlaçlar" in German

0.017 sec.

Examples of using "İlaçlar" in a sentence and their german translations:

Olamaz, ilaçlar nerede?

Oh, nein. Wo sind die Medikamente?

İlaçlar büyümeyi hızlandırdı.

Das Medikament beschleunigte den Wachstumsprozess.

Raftaki ilaçlar serbestçe satılabilir.

Die Medikamente im Regal sind frei verkäuflich.

Bazı ilaçlar bize zarar verir.

So manche Medizin schadet uns.

İlaçlar modern toplumun bir kanseridir.

Drogen sind ein Krebs der modernen Gesellschaft.

Eczanedeki bazı ilaçlar sadece reçeteyle alınabilir.

Einige Medikamente sind apotheken- und rezeptpflichtig.

Bazı ilaçlar size faydadan çok zarar getirir.

Manche Medikamente schaden mehr, als dass sie helfen.

- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salınımını arttırır.
- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salgılanmasını arttırır.

- Alle Suchtmittel steigern die Freisetzung von Dopamin im Gehirn.
- Alle Suchtmittel bewirken eine vermehrte Freisetzung von Dopamin im Gehirn.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

Die Medikamente sind schön kühl. Die Höhle hat sie kühl gehalten.

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

Da ist eine Schlange und die ganze Medizin... ...wurde durchwühlt.

Doktor ağrıyı dindirmek için ona bazı ilaçlar verdi.

Der Arzt gab ihm ein paar schmerzstillende Medikamente.

Doktor onun soğuk algınlığı için bazı ilaçlar yazdı.

Der Arzt verschrieb eine Medizin gegen ihre Erkältung.

İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.

Drogen können Abhängigkeit und Toleranzbildung hervorrufen.

Bu ilaçlar aniden kesilirse bazı yoksunluk belirtileri görülebilir.

- Werden diese Drogen unvermittelt abgesetzt, können Entzugserscheinungen auftreten.
- Plötzliches Absetzen dieser Medikamente kann zu Entzugserscheinungen führen.

Ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.

Das ist auch gut für die Medizin, weil es dort viel kühler ist.

Hemşire Tom'a bazı ilaçlar verdi ve o onları aldı.

Die Krankenschwester gab Tom ein paar Tabletten, und er schluckte sie.

Ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok serin.

und das wäre gut für die Medikamente, weil es dort viel kühler ist.

İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.

Die Medizin wird in der Hitze dieses Dschungels nicht lange frisch bleiben.

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Für die Medizin ist das nicht so gut. Dafür brauchen wir noch einen Plan, um sie kühl zu halten.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

Hier kommen wir nur langsam voran und das ist in dieser Hitze nicht gut für die Medikamente.

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Das wäre nicht so gut für die Medizin. Wir brauchen noch einen Plan, damit die Medikamente kühl bleiben.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

Wir könnten also in der Höhle übernachten. Das ist besser für die Medikamente, weil es viel kühler ist.