Translation of "Zamanlı" in French

0.016 sec.

Examples of using "Zamanlı" in a sentence and their french translations:

Gerçek zamanlı bilgiler alıyorsunuz.

Cela vous donne des signaux en temps réel.

Yarı zamanlı çalıştığını biliyorum.

Je sais que vous travaillez à temps partiel.

Onlar yarı zamanlı çalışanlar.

- Ce sont des employés à temps partiel.
- Ce sont des employées à temps partiel.

Ben tam zamanlı çalışıyorum.

Je travaille à plein temps.

Bu tam zamanlı iş.

C'est un travail à temps plein.

Tom tam zamanlı çalışır.

Tom travaille à temps plein.

Tam zamanlı iş arıyorum.

Je suis à la recherche d'un emploi à temps plein.

Ve yarı zamanlı çalışan kadınlar yarı zamanlı erkeklerden fazla kazanır.

Et pour les temps partiels, en fait, les femmes gagnent plus que les hommes.

Yarı zamanlı çalışmak zorunda kalabilirim.

Il faudra peut-être que je travaille à mi-temps.

Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.

Je dois trouver un emploi à temps partiel.

Mary yarı zamanlı hemşirelik yapıyor.

Marie travaille comme infirmière à temps partiel.

Ben sadece yarı zamanlı çalışırım.

Je ne travaille qu'à temps partiel.

Tom'un tam zamanlı işi var.

Tom travaille à temps plein.

Tam zamanlı bir işim var.

J'ai un travail à temps plein.

Gerçek zamanlı olarak onları engelleyip durdurabilirsin.

vous pourriez l'intercepter en temps réel et l'arrêter.

Tom'un yarı zamanlı bir işi var.

Tom travaille à temps partiel.

Tam zamanlı bir işin yok mu?

N'avez-vous pas un emploi à plein temps ?

Babam yarı zamanlı çalışıp öğretmenlik eğitimi gördü

Mon père a travaillé à temps partiel, s'est formé en tant que professeur

Linda, Dan'in çocuklarının tam zamanlı dadısı oldu.

Linda est devenue la nounou à temps plein des enfants de Dan.

Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.

Je pense qu'il te faut trouver un boulot à temps partiel.

Kadınların %42'sinin yarı zamanlı çalışma tercihiyle açıklanabilir.

par le choix de 42% des femmes à travailler à temps partiel.

Geçen yaz, ben bir çiftlikte yarım zamanlı çalıştım.

L'été dernier j'ai travaillé à temps partiel à la ferme.

- Yarı zamanlı çalışabilir miyim?
- Part-time çalışabilir miyim?

Pourrais-je travailler à temps partiel ?

Kendine yarı zamanlı bir iş bulman gerektiğini düşünüyorum.

- Je pense qu'il te faut trouver un emploi à temps partiel.
- Je pense qu'il te faut trouver un boulot à temps partiel.
- Je pense qu'il vous faut trouver un emploi à temps partiel.
- Je pense qu'il vous faut trouver un boulot à temps partiel.

Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.

L'été dernier, j'ai travaillé à temps partiel dans une ferme.

Eylül sonuna kadar bir kitapçıda tam zamanlı olarak çalışıyorum.

- Je travaille à temps plein dans une librairie jusqu'à la fin du mois de septembre.
- Jusqu'à fin septembre je travaille à plein temps dans une librairie.

Tam zamanlı çalışan kadın erkek kıyaslamasında rakam %9.1'e düşer

Le chiffre tombe à 9,1% quand on compare le temps plein et partiel ;

Diğerleri gönüllü iş yaparken bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam eder.

Certains continuent à travailler à temps partiel, tandis que d'autres font du bénévolat.

Alışveriş merkezinde Noel baba olarak çalıştığım yarı zamanlı bir işim var.

J'ai un boulot à temps partiel à travailler comme Père-Noël à la galerie commerciale.

Ben eylül ayı sonuna kadar bir kitapçıda tam zamanlı olarak çalışacağım.

Jusqu'à fin septembre je travaille à plein temps dans une librairie.

Otel hizmetçisi olarak yarı zamanlı bir işim vardı, ama onu pek sevmiyordum.

J'avais un emploi à temps partiel comme femme de chambre dans un hôtel, mais je n'aimais pas beaucoup ça.

Öğrenciler yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar. Bu da onlara öğrenim ücretlerini ödeme olanağı sağlıyor.

Les élèves travaillent à temps partiel, et ça leur donne la possibilité de payer leurs études.