Translation of "Yapmadığını" in French

0.008 sec.

Examples of using "Yapmadığını" in a sentence and their french translations:

- Onu yapmadığını biliyorum.
- Senin onu yapmadığını biliyorum.

- Je sais que tu n'as pas fait ça.
- Je sais que vous n'avez pas fait ça.

Onu henüz yapmadığını biliyorum.

- Je sais que tu ne l'as pas encore fait.
- Je sais que vous ne l'avez pas encore fait.

Bana bunu yapmadığını söyle.

- Dis-moi que tu n'as pas fait ça.
- Dites-moi que vous n'avez pas fait ceci.

Tom bunu yapmadığını söylüyor.

Tom dit qu'il ne l'a pas fait.

Tom onu yapmadığını söylüyor.

Tom dit qu'il ne l'a pas fait.

Onu yapmadığını nasıl bileyim?

- Comment sais-je que vous ne l'avez pas fait ?
- Comment sais-je que tu ne l'as pas fait ?

Blöf yapmadığını nereden bileyim?

- Comment sais-je que vous ne bluffez pas ?
- Comment sais-je que tu ne bluffes pas ?

Tom'un şaka yapmadığını biliyorum.

Je sais que Tom ne plaisantait pas.

Bunu Tom'un yapmadığını kanıtlayabilir misin?

Peux-tu prouver que Tom ne l'a pas fait ?

Hiç hata yapıp yapmadığını görelim.

Voyons si tu as fait des erreurs.

Bana istediğimi neden yapmadığını söyle.

- Dis-moi pourquoi tu n'as pas fait ce que j'ai demandé.
- Dites-moi pourquoi vous n'avez pas fait ce que j'ai demandé.

Tom'un bunu neden yapmadığını bilmiyorum.

Je ne sais pas pourquoi Tom ne l'a pas fait.

Tom'un bunu neden yapmadığını biliyorum.

Je sais pourquoi Tom ne le fait pas.

Tom'un yapması gerekeni yapmadığını bilmiyordum.

Je ne savais pas que Tom n'avait pas fait ce qu'il était censé faire.

Onu benim için yapıp yapmadığını bilmiyorum.

Je ne sais pas s'il l'aurait fait pour moi.

O yanlış bir şey yapmadığını söylüyor.

Elle dit qu'elle n'a rien fait de mal.

Hastanın hasta numarası yapmadığını nasıl biliyorsunuz?

Comment savez-vous que le patient ne feint pas la maladie ?

Tom bana onu henüz yapmadığını söyledi.

- Tom m'a dit qu'il ne l'avait pas encore fait.
- Tom m'a dit ne l'avoir pas encore fait.

Senin çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

"Vous n'avez pas fait du très bon travail", dis-je.

O hâlâ yanlış bir şey yapmadığını söylüyor.

Il continue à dire qu'il n'a rien fait de mal.

Gözlerime bak ve bana onu yapmadığını söyle.

- Regarde-moi dans les yeux et dis-moi que tu ne l'as pas fait.
- Regardez-moi dans les yeux et dites-moi que vous ne l'avez pas fait.
- Regardez-moi dans les yeux et dites-moi que vous ne l'avez pas faite.
- Regarde-moi dans les yeux et dis-moi que tu ne l'as pas faite.

Açık belleğe bir şey yapıp yapmadığını test edebiliriz.

a un effet sur la mémoire explicite des événements.

Tom ondan yapmasını istediğimiz şeyi yapmadığını itiraf etti.

Tom a admis ne pas avoir fait ce que nous lui avions demandé de faire.