Translation of "Sınıftaki" in French

Sınıftaki herkes öksürüyordu.

Tout le monde toussait, dans la salle de classe.

Sınıftaki herkes sakin.

Tout le monde est calme dans la classe.

Sınıftaki en kötü öğrenciydim.

- J'étais le pire étudiant de la classe.
- J'étais la pire étudiante de la classe.

Sınıftaki herkes tepeye tırmandı.

Tout le monde dans la classe a grimpé la colline.

Sınıftaki herkes şiiri ezberledi.

Tous dans la classe apprirent le poème par cœur.

Mary sınıftaki en sevimli kızdır.

Marie est la fille la plus mignonne de la classe.

O, sınıftaki en sevilen oğlan.

Il est le garçon le plus apprécié de la classe.

O, sınıftaki en popüler kızdır.

C'est la fille la plus appréciée de la classe.

Tom sınıftaki en uzun kişi.

Tom est le plus grand de la classe.

Sınıftaki en yüksek notlardan birini aldım.

et j'ai eu l'une des notes les plus élevées de la classe.

Sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

Le nombre d'élèves dans cette classe est limité à 15.

Benim görüşlerim sınıftaki öğrencilerin çoğununkinden farklıdır.

Mes opinions diffèrent de celles de la plupart des élèves de la classe.

Bu sınıftaki herkesin bir listesini istiyorum.

Je veux une liste de tous les participants à ce cours.

O, sınıftaki en popüler öğrencilerden biri.

Il est un des étudiants les plus populaires de la classe.

Sınıftaki bütün erkek çocukları çok çalıştı.

- Tous les garçons de la classe ont travaillé dur.
- Tous les garçons de la classe travaillèrent dur.

Sınıftaki tüm öğrenciler Bayan Smith'i severler.

Tous les élèves de la classe aiment Melle Smith.

- O da sınıftaki diğer çocuklar kadar zekidir.
- O, sınıftaki herhangi bir diğer çocuk kadar akıllıdır.

Il est aussi intelligent que n'importe quel autre garçon de la classe.

O, sınıftaki herhangi bir öğrenci kadar zekidir.

Il est aussi intelligent que n'importe quel élève de la classe.

Be sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

Le nombre d'élèves dans cette classe est limité à 15.

Sınıftaki kızların ortalama boyu 155 santimetreden fazladır.

La moyenne de taille des filles de la classe est au-dessus de 1 mètre 55.

Onun kötü okuma yeteneği sınıftaki ilerlemesini engelliyor.

Sa mauvaise capacité de lecture entrave ses progrès scolaires.

Sınıftaki başka hiçbir öğrenci onun kadar parlak değildir.

Aucun autre élève de la classe n'est aussi génial que lui.

Sınıftaki hiçbir erkek çocuğu Bill kadar uzun değil.

Il n'y a pas de garçon aussi grand que Guillaume dans la classe.

- Tom sınıfın en kötü öğrencisiydi.
- Tom sınıftaki en kötü öğrenciydi.

Tom était le pire élève de la classe.

- Sınıftaki en uzun kişi benim.
- Sınıfta en uzun boylu olan kişiyim.

Je suis le plus grand de la classe.

Ev ödevi o kadar karmaşık ki sınıftaki hiç kimse onu bitirmedi.

Le devoir était si compliqué que personne de la classe ne l'a terminé.