Translation of "Kişi" in Korean

0.008 sec.

Examples of using "Kişi" in a sentence and their korean translations:

Ardından 100 kişi daha. 100 kişi daha.

그리고 100명 더 고용하고, 또 100명을 더 고용하고

Sonra 1000 kişi daha.”

또 1,000명을 더" 라고 말했다면 어땠을까요?

Gösteriler sırasında yaklaşık 200 kişi öldürüldü ve yüzlerce kişi yaralandı.

이 사태로 200여 명이 숨지고 수백 명이 다쳤습니다

Gördüklerimden sonra aynı kişi değildim.

하지만 그 광경을 본 저는 더는 그런 방법에 기댈 수 없었어요.

Çok fazla kişi geride bırakılıyor.

사람들은 대부분 버림받게 되죠.

Bana her şeyi veren kişi.

제게 모든 것을 주셨죠.

Aslına bakarsanız, Vicky dediğim kişi

분명한 사실은 제가 비키라고 부르는 그 사람이

Değişim her seferinde bir kişi,

변화는 개개인에게서 시작됩니다.

10. turda, toplam 56 kişi.

열 차례 후엔 총 56명의 사람입니다.

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

이 사람은 책을 읽으려고 합니다.

Ve birçok kişi kendi hücresinde öldü.

감방안에서 죽어갔습니다.

Eğer biri yeni, odadaki tek kişi

새로 왔거나 비슷한 사람이 없어서 혼자거나

Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.

거의 전 세계 8000명의 사람들이 제 친구 리스트에 이름을 올렸습니다.

Birçok kişi için, yeryüzü gözlem verileri karmaşıktır.

대다수 사람들에게 있어서 지구 관측 정보는 복잡하고

Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.

‎치타가 야간에 사냥할 수 있다고 ‎생각하는 사람은 거의 없었습니다

Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.

‎거의 목격되지 않아서 ‎존재를 아는 사람이 드물죠

Anna'nın kaderini yaşayacak sıradaki kişi hangimiz olacak bilemeyiz.

우리 모두가 안나 같은 피해자가 될 수 있다는 걸요.

Pek çok kişi tarafından ruhun merkezi olarak düşünüldü,

많은 이들이 심장을 영혼의 자리이자

Ve eğer o kişi küçük görülüyorsa, sözü kesiliyorsa

그들이 과소 평가받고 방해받고 있다면

Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.

당시 원정에 참가한 셰르파 중에 나만 아직 살아있어요.

öğrenme ihtiyacı duymayan ve yol gösterilemeyen bir kişi.

배우려 하지 않거나, 지도를 따르지 않는 사람입니다.

ABD'de 200'den daha az kişi bu hastalığa sahip.

미국에 이 병 환자는 200명이 안 됩니다.

Aniden, tüm bu uzman tavsiyelerinin ucundaki kişi ben oldum.

갑자기 제가 전문적인 조언을 받아야 할 사람이 된 거예요.

Ondan sonra Aleksander Wolszczan adında bir kişi sahneye çıkıyor.

모두의 앞에 선 사람은 알렉산더 불셴이었습니다.

Bu kişi Wes Jackson, Kansas'tayken zaman geçirdiğim bir çiftçi.

이분은 제가 캔자스에서 만났던 농부인 웨스 잭슨입니다.

Ancak partideki herkesin en kötü davranan kişi olduğunu söyleyemezsiniz.

하지만 그렇다고 파티에 온 사람들이 모두 나쁜 짓을 한다고 말할 순 없잖아요.

Sadece bir kişi 12 - 18 kişiye kadar enfekte edebilir.

단 한 사람이 12명에서 18명의 사람을 감염시킬 수 있습니다.

Arabanın arkasında oturan bir kişi hariç herkes kaza anında öldü,

뒷자석에 앉아있던 한사람을 제외하고는 모두 즉사했다고 합니다.

En az 60 kişi hayatını kaybetti ve binlerce yaralı vardı.

60명 이상이 사망했고 수천 명의 부상자가 발생했죠.

Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.

또 고작 40%의 사람들만이 자신에게 개인적인 영향이 있을 거라고 생각해요.

Kurtarıcılar, on saatlik bir kuşatmada yara alan altıncı kişi olan

다시 한번 공기총을 쐈고 구조대가 구비를 구출했습니다

Ancak bir kişi benim bu acıya rağmen zafer hikâyeme inanmadı.

하지만 오직 한 사람 제가 거짓으로 괜찮은 척 하고 있다는 걸 알아차린 사람이 있었어요.

Bir kişi Sierra Leone gibi bir ülkenin eşsiz zorluklarını nasıl üstlenir?

어떻게, 누가 시에라 리온과 같은 국가의 특이한 문제들을 해결할 것인가?

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

그리고 지난 7년 간 약 120명이 표범 공격으로 다쳤습니다

Kancha Sherpa, bugün o ilk tırmanış ekibinden hayatta olan tek kişi.

칸차 셰르파는 당시 등반에 참가한 원정대원 중 유일한 생존자입니다.

Kendi web sayfamda bir çalışma yaptım, ve yaklaşık 400 kişi katıldı.

거의 400명의 사람들이 제 웹사이트의 설문조사에 답해 주셨어요.

İşe aldığımız her kişiye karşılık 10 kişi için iş imkânı ortaya çıkacak.

우리가 한 명을 고용할 때마다 이 지역에 직장이 10개씩 더 생길 거야.

Sahip. Aslında, tüm Güney Kore'nin intiharla sorunu var. Ülke kişi başına tüm dünyada

사실, 한국의 자살률은 청소년 뿐만이 아냐. 한국의 자살 충동률은

Gribin R-sıfır'ı 1.3 ise, bu demektir ki her kişi 1 - 2 kişiyi hasta edebilir.

독감의 R-naught가 1.3이라면, 이것은 각 사람이 한 명 혹은 두 명씩 병에 걸리게 한다는 것을 의미합니다