Translation of "Kişi" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Kişi" in a sentence and their chinese translations:

İki kişi ortaktır, fakat üç kişi kalabalıktır.

兩人成伴,三人不歡。

Birkaç kişi kaygısız.

只有少数的人是无忧无虑的。

Suçlanacak kişi odur.

要怪,就怪他!

Bu kişi kim?

- 那人是谁?
- 这个人是谁?
- 那人谁啊?

Kaç kişi öldü?

死了多少人?

Birçok kişi oradaydı.

有不少人在那裏。

Bir kişi seçin.

從中選擇一人。

İstediğin kişi benim.

我就是你要找的人。

İstediğim kişi Tom'dur.

汤姆是我想要的人。

Gördüğüm kişi Tom'dur.

我看见的是汤姆。

O kişi kim?

- 那人是谁?
- 那人谁啊?

- Parkta bir sürü kişi var.
- Parkta çok fazla kişi var.
- Parkta kişi çok.

公园里有很多人。

Sınıfında kaç kişi var?

你班裏有多少人?

Birçok kişi sırada bekliyordu.

許多人在排隊等候。

Birkaç kişi öyle düşünüyor.

很少人这么认为。

Ali iyi bir kişi.

阿里是个好人。

Tom garip bir kişi.

湯姆是個怪人。

O, gerçek bir kişi.

那是一个真正的人。

Birçok kişi savaşta öldürüldü.

很多人在戰爭中被殺。

Lütfen bir kişi seçin.

請選擇一個人。

O sessiz bir kişi.

她是個安靜的人。

Bizi kaç kişi tanıyor?

有多少人知道我們?

Ailenizde kaç kişi var?

- 你家有多少人?
- 你家有几口人?

Ailemde dört kişi var.

我家有四個人。

Okulumda yüz kişi var.

我的学校里有一百个人。

Konuşmak istediğim kişi Tom.

我想和Tom聊聊。

Orada kaç kişi çalışıyor?

有多少人在那里工作?

Birçok kişi hâlâ kayıp.

很多人依旧失踪。

Sizden kaç kişi var?

你们是几位?

Kazada on kişi yaralandı.

意外中有十個人受了傷。

- Kişi başına tur kaç para?
- Tur kişi başı ne kadar?

一個人的旅費多少錢?

Orada kaç kişi olduğunu sayıyorum.

我正在算有多少人在那裡。

Sahilde az sayıda kişi vardı.

沙灘上的人非常少。

Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.

数百个人在这家工厂上班。

Bu odada kaç kişi var?

在這個房間裡有多少人?

İngilizce birçok kişi tarafından kullanılmaktadır.

英語是被許多人使用。

Sadece birkaç kişi beni anladı.

- 只有一些人了解我。
- 只有少数的人才懂了我的意思。
- 只有几个人才明白过来了我的意思。

Ne şanslı bir kişi o!

他是多么幸运的人啊!

Toplam olarak elli kişi vardı.

总共有五十个人。

O eskiden olduğu kişi değil.

他再不是以前的他了。

Parkta çok fazla kişi var.

公園裡有太多人了。

Hayatımda en önemli kişi sizsiniz.

你是我的生命当中最重要的人。

Bir kişi paradan daha değerlidir.

人比金钱重要。

Partide sadece altı kişi vardı.

只有六個人參加了派對。

Bu salon 5,000 kişi alabilir.

这个大厅可以容纳5000个人。

Partiye sadece altı kişi geldi.

- 只有六個人參加了派對。
- 这次聚会只来了六个人。

Toplantıda yalnızca altı kişi vardı.

只有六人出席了會議。

Mağarada sıkışmış üç kişi var.

共有三人被困洞中。

Çalışkan kişi hayatta başarılı olacaktır.

勤劳的人将在生活中获得成功。

Tom'u gören son kişi olabilirsin.

你可能是最後一個見湯姆的人。

Bunu yapabilecek tek kişi benim.

我是唯一能做到那个的人。

Uygurları tanımayan tek kişi benim.

只有我一个不会维语。

Onları tanıyan tek kişi benim.

我是唯一一個認識他們的人。

Birçok kişi deli olduğumu düşünür.

大部份的人覺得我瘋了。

Partide yalnızca altı kişi vardı.

只有六個人參加了派對。

Fransızca konuşabilen bir kişi istiyorum.

我要个会说法语的人。

Onları koruyabilecek tek kişi sensin.

你是唯一能保护他们的。

En uzun bekleyen kişi Tom'dur.

汤姆是等了最长时间的人。

Çoğu kişi deli olduğumu düşünüyor.

大部份的人覺得我瘋了。

Bu fotoğrafta beş kişi var.

这张照片有五个人。

Karar vermesi gereken kişi sensin.

你是要做決定的人。

Benim ailemde 5 kişi var.

我家有5口人。

Bu otobüs elli kişi alabilir.

這輛巴士可以載五十個人。

Seninle olmak isteyen kişi benim.

我才是那个想和你在一起的人!

Tren kazasında yüz kişi yaralandı.

一百多个人在一个火车事故中受了伤。

Büyük patlamada altı kişi öldü.

大爆炸致死六人。

Konserde bir sürü kişi vardı.

音乐会上有很多人。

Bu biletle iki kişi girebilir.

兩個人可以用這張票入場。

İman olmayan bir kişi ürkütücüdür.

一个没有信仰的人是可怕的。

Onu yapan kişi siz misiniz?

你就是做那事的人嗎?

Tom ne tür bir kişi?

汤姆是个什么样的人?

- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- Maraton yarışına yüz elli kişi katıldı.

150个人参加了马拉松比赛。

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

許多名人來這裡。

Sadece bir kişi kazadan sağ kurtuldu.

只有一人倖免於難。

Bu yemek üç kişi için yeterlidir.

这饭足够三个人吃。

Bu kişi senin kölen, değil mi?

这个人是您的奴隶,是吧?

O kişi bir şey yapmak istemiyor.

那人甚麼也不想做。

O, köyde hayatta kalan tek kişi.

他是村子里面唯一在世的人。

Bir bisiklete iki kişi binmesi tehlikelidir.

腳踏車雙載是危險的。

Birçok kişi bilgisayar korsanlarının eylemlerini anlayamıyor.

很多人无法理解黑客们的行为。

Bir milyon kişi savaşta hayatını kaybetti.

100万人在战争中失去了生命。

Tek bir kişi bile hayatta değil.

一个幸存者都没有。

Bir kişi hariç herkes eve gitti.

除了一人,大家都回家了。

Çiçekleri seven bir kişi kötü olamaz.

一个爱花的人坏不到哪里去。

Yaklaşık olarak otuz genç kişi katıldı.

约有三十个年轻人到了。

Tom'a söylemek zorunda kalan kişi bendim.

该由我告诉汤姆。

Ben karar veren kişi olmak istiyorum.

我想成为决策的人。

Bu kanepeye rahatlıkla üç kişi oturtulabilir.

这张沙发起码可以坐三个人。

Bunu yapmak zorunda olan kişi benim.

我是必須去做這事的人。

Üç kişi fikre karşı oy kullandı.

有三票反对这主意。

Tek bir kişi bile geç gelmedi.

沒有一個人遲到。

Yazın çok sayıda kişi burada yüzer.

许多人夏天在这里游泳。

Tom kalmayı planlayan tek kişi değil.

汤姆不是唯一安排呆的人。

Beni kurtaran kişi sen değil misin?

你不是救了我的人嗎?

- Hiçbir akıllı kişi içkiliyken araba sürmez.
- Hiçbir akıllı kişi içki içip sonra araba sürmez.

沒有聰明人喝了酒再開車。

Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.

数千人受此疾病所害。

Giriş ücreti bir kişi için 10 dolardır.

- 入場費一個人10美元。
- 入會費一個人十美元。

Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.

那場戰爭死了很多人。