Translation of "Merkezine" in French

0.004 sec.

Examples of using "Merkezine" in a sentence and their french translations:

Alışveriş merkezine gittim.

J'ai été à la galerie commerciale.

Şehir merkezine gidiyorum.

- Je vais en ville.
- Je me rends en ville.

Şehir merkezine gidelim.

- Allons en ville !
- Rendons-nous en ville !

Bir Aile Planlaması Merkezine,

au planning familial,

Bizi şehir merkezine götür.

- Conduis-nous en ville.
- Conduisez-nous en ville.

Tom şehir merkezine gitti.

Tom s'est rendu en ville.

Alışveriş merkezine gitmek istiyorum.

J'aimerais me rendre au centre commercial.

Ben alışveriş merkezine gidemem.

Je ne peux pas me rendre à la galerie commerciale.

Arkadaşlarımla alışveriş merkezine gittim.

- Je me suis rendu avec mes amis, dans la galerie commerciale.
- Je me suis rendue avec mes amis, dans la galerie commerciale.
- Je me suis rendue avec mes amies, dans la galerie commerciale.

Şehir merkezine gitmek istiyorum.

Je veux aller en ville.

Tom'u şehir merkezine götür.

- Emmenez Tom en ville.
- Emmène Tom en ville.

Otobüs seni şehir merkezine götürecek.

Le bus vous amène dans le centre-ville.

Arkadaşlarıyla birlikte alışveriş merkezine gitti.

- Elle est allée au centre commercial avec ses amies.
- Elle s'est rendue au centre commercial avec ses amies.

Bu gece alışveriş merkezine gidelim.

Allons au centre commercial ce soir.

Şehir merkezine gitme modumda değilim.

Je ne suis pas d'humeur à aller au centre-ville.

Şehir merkezine doğru mu gidiyoruz?

On va vers le centre-ville ?

Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.

La grande rue qui mène au centre-ville.

Bu otobüs şehir merkezine gider mi?

- Est-ce que ce bus va en centre-ville ?
- Ce bus se rend-il au centre-ville ?

Bu sokak sizi şehrin merkezine çıkaracak.

Cette rue-ci vous conduira au centre-ville.

Alışverişimizi yapmak için şehir merkezine gidelim.

Allons au centre-ville pour faire nos achats.

Bu yol sizi kasabanın merkezine götürecektir.

Cette route vous mènera au centre-ville.

Bugün alışveriş merkezine gittik. Çok sıkıldım.

Aujourd'hui nous sommes allés à la galerie commerciale. Ça m'a vraiment gonflé.

Şanlıurfa'nın merkezine 12 km uzaklıkta bir yerde

Quelque part à 12 km du centre de Sanliurfa

Pazar günü sık sık şehir merkezine giderim.

- Je vais souvent en ville le dimanche.
- Je vais souvent en centre-ville le dimanche.

Sen nehri Paris havzasının merkezine doğru akar.

Au centre du Bassin parisien coule la Seine.

Hatta önemli bir küresel finans merkezine dönüşmesinden bahsetmiyorum

État à ses citoyens, sans parler de sa transformation en un important centre financier mondial

İnsanı evrenin merkezine koyan Leonardo'nun yaptığı Vitruvius Adamı Çizimi

L'Homme de Vitruve Dessin de Léonard qui place l'homme au centre de l'univers

Ertesi gün, Lannes ordusu Avusturya merkezine bir saldırı düzenledi,

Le lendemain, le corps de Lannes mena une attaque contre le centre autrichien,

Napolyon'un düşman merkezine karşı kararlı hamlesi için zaman kazandı.

gagnant du temps pour l'action décisive de Napoléon contre le centre ennemi.

O Aralık ayında, Austerlitz'de Napolyon, Soult'un birliklerine düşman merkezine

En décembre, à Austerlitz, Napoléon confie au corps de Soult la principale attaque contre le

Ta ki yaklaşık 20 yıl önce Kalahari'nin merkezine gidene kadar.

Jusqu'à mon voyage au Kalahari central il y a 20 ans.

Şehir merkezine hangi tren veya otobüs gidiyor bana söyleyebilir misiniz?

Pourriez-vous me dire quel bus ou quel train prendre pour aller au centre-ville ?

Lütfen bana şehir merkezine gitmek için hangi otobüse bineceğimi söyle.

- Veuillez me dire quel bus prendre pour me rendre en ville.
- Dis-moi quel bus prendre pour me rendre en ville, s'il te plait.

Kongre merkezine daha yakın bir oda isterseniz lütfen bize bildirin.

Si vous préférez une chambre plus proche du Palais des Congrès, veuillez nous en informer.