Translation of "Kalacağını" in French

0.006 sec.

Examples of using "Kalacağını" in a sentence and their french translations:

Tom geç kalacağını söyledi.

Tom a dit qu'il serait en retard.

Bunun o şekilde kalacağını umalım.

Espérons que ça reste comme ça.

Tom bana geç kalacağını söyledi.

- Tom m'a dit qu'il serait en retard.
- Tom m'a dit qu'il aurait du retard.

Bu kadar geç kalacağını düşünmedim.

- Je ne pensais pas que vous seriez tellement en retard.
- Je n'ai pas pensé que vous seriez tellement en retard.
- Je ne pensais pas que tu serais tellement en retard.
- Je n'ai pas pensé que tu serais tellement en retard.

Tom biraz geç kalacağını söylüyor.

Tom dit qu'il sera un peu en retard.

Ona nasıl sağlıklı kalacağını öğütledi.

- Elle lui prodigua des conseils pour rester en bonne santé.
- Elle lui a prodigué des conseils pour rester en bonne santé.

Tom Mary'nin geç kalacağını düşünüyordu.

Tom pensait que Marie serait en retard.

Uzun süre kalacağını düşünüyor musun?

- Penses-tu rester longtemps ?
- Pensez-vous rester longtemps ?
- Tu comptes rester longtemps ?
- Comptes-tu rester longtemps ?

Tom geç kalacağını söylemek için aradı.

Tom a appelé pour dire qu'il serait en retard.

Tom birkaç dakika geç kalacağını söyledi.

Tom a dit qu'il avait quelques minutes de retard.

Bunun o şekilde kalacağını düşünüyor musunuz?

- Penses-tu qu'il restera comme ça ?
- Pensez-vous qu'elle restera comme ça ?

O, ona nerede kalacağını tavsiye etti.

Elle lui conseilla où séjourner.

Tom geç kalacağını söylemek için karısını aradı.

Tom a appelé sa femme pour dire qu'il serait en retard.

Sanırım Tom üç hafta Boston'da kalacağını söyledi.

Je crois que Tom a dit qu'il resterait à Boston pour trois semaines.

Tom bize geç kalacağını söyleseydi iyi olurdu.

Ça aurait été bien si Tom nous avait dit qu'il serait en retard.

Anneni ara ve ona geç kalacağını söyle.

Téléphone à ta mère et dis-lui que tu seras en retard.

O, geç kalacağını söylemek için onu aradı.

- Elle l'appela pour lui dire qu'elle serait en retard.
- Elle l'appela pour lui annoncer qu'elle serait en retard.
- Elle l'a appelé pour lui annoncer qu'elle serait en retard.
- Elle l'a appelé pour lui dire qu'elle serait en retard.

O, geç kalacağını ona söylemek için aradı.

Elle l'appela pour lui dire qu'elle serait en retard.

Trenin ne kadar geç kalacağını tahmin edebilir misiniz?

Pouvez-vous estimer quel retard aura le train ?

Tom Mary'nin ne kadar Boston'da kalacağını söyledi mi?

Tom a-t-il dit combien de temps Mary serait à Boston ?

Kesin olarak senin Japonya'da sonsuza dek kalacağını düşünüyordum.

Je pensais pour de bon que tu resterais pour toujours au Japon.

Nasıl sessiz kalacağını bilmeyen biri nasıl konuşacağını da bilmez.

Celui qui ne sait pas se taire, il ne sait pas non plus parler.

Hakim, sanığın bütün para cezalarını ödeyecek parayı bulana kadar hapiste kalacağını söyledi.

Le juge a déclaré que l'accusé restera en prison jusqu'à ce qu'il trouve l'argent pour payer toutes ses amendes.

"Ah? Keiko nerede?" "O onun bir öğretmen, ebeveyn ve çocuk toplantısı olduğunu bu yüzden geç kalacağını söyledi."

« Eh ? Où est Keiko ? » « Elle a dit qu'elle avait une rencontre parents-enfants et qu'elle serait en retard. »

- Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
- Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.

Mademoiselle Baker savait que le jeune homme devrait partir très bientôt, elle décida alors de lui demander de bouger un peu sa voiture, afin qu'elle puisse garer la sienne à une bonne place pour la nuit avant d'aller se coucher.