Translation of "Köpekle" in French

Köpekle konuşmaya başladı.

- Elle a commencé à parler au chien.
- Elle commença à parler au chien.

Ben bu köpekle ilgileneceğim.

Je m'occuperai de ce chien.

Bir köpekle ilgilenmek istemiyorum.

Je ne veux pas prendre soin d'un chien.

Biz gittiğimizde köpekle kim ilgilenecek?

Qui s'occupera du chien pendant notre absence ?

Eve dönerken bir köpekle karşılaştım.

En rentrant chez moi, je suis tombé sur un chien.

Sen yokken köpekle kim meşgul oldu?

Qui s'est occupé du chien, quand tu étais absent ?

Hayatında bir kediyle veya bir köpekle bağ kurduğunu

a déjà tissé des liens très forts avec un chat ou un chien,

O, şirket için sadece bir köpekle seyahat etti.

Il voyageait avec un chien pour seule compagnie.

Hangi çocuklar! Sen onları şeker almak için gönderdin ve bir köpekle döndüler!

Quels enfants ! On les envoie acheter des gourmandises et ils reviennent avec un chien !

Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.

Son intelligence est comparable à celle d'un chien ou d'un petit primate.

Bir çocuğu dışarı çıkarıp elinizle Ay'ı işaret ederseniz, çocuk Ay'a bakar. Aynı şeyi bir köpekle yaparsanız, köpek parmağınıza bakar.

Si vous emmenez un enfant dehors et pointez la lune, l'enfant regardera la lune. Si vous faites la même chose avec un chien, le chien regardera le doigt.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Köpekle uyuyan pireyle kalkar.

Qui dort avec des chiens se réveille avec des puces.