Translation of "Bağ" in French

0.003 sec.

Examples of using "Bağ" in a sentence and their french translations:

Bağ kurma,

la leçon de la connexion,

O, bağ dokusunu yırttı.

Il s'est étiré le ligament.

İnsanlarla bağ kurmaya ihtiyaç duyarız.

Nous avons soif de connexion humaine.

Güçlü kimyasal bağ yapıları olan

à l'intérieur des agrégats de minéraux du sol

Büyükannem bağ-bahçe işlerinden anlar.

Ma grand-mère a la main verte.

Onunla derin bir bağ hissediyorum.

Je sens une connexion intense avec lui.

...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.

elle développera un lien profond avec le rythme de l'océan

Yaşamınız başka insanlarla bağ kurmanızı güçleştiriyorsa endişelenmeyin.

Mais ne vous inquiétez pas si votre vie vous empêche de communiquer.

Birbirimizle konuşma ve bağ kurma şeklimizi de

nous devons changer la façon dont nous parlons aux autres,

Erkek kardeşler arasında güçlü bir bağ vardır.

Il y a un lien fort entre les frères.

Onların istedikleri arasında bağ kurmayı görevim olarak bilirim.

et de connecter nos activités scolaires avec ce qui les intéresse vraiment.

Aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,

inspire quelque chose au lecteur qui devient un lien entre nous,

Hayatında bir kediyle veya bir köpekle bağ kurduğunu

a déjà tissé des liens très forts avec un chat ou un chien,

Dil ve kültür arasındaki kopmaz bir bağ vardır.

Il existe un lien incassable entre la langue et la culture.

Ve, tabii, bağ olmadan seks yapmak zordur, değil mi?

Bien sûr, c'est difficile d'avoir du sexe sans connexion humaine, non ?

Aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu

et un lien spécial se forma entre eux, basé sur le respect mutuel et la loyauté.

Ve insanlarla bağımız olmadığı zaman, uğraşırız, bağ kurmanın bir yolunu buluruz

Et lorsqu'on manque de connexion humaine, on réagit, on essaye d'en trouver,

Bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

d'aider les élèves à construire et à garder des relations.

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

Cette association entre le cœur et l'amour a résisté à la modernité.

Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.

Le seul lien avec le monde extérieur était une petite fenêtre trop haute pour voir.

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır.

La santé est le plus grand cadeau, la satisfaction la plus grande richesse, la fidélité la meilleure relation.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

Quand on a un tel rapport avec un animal et qu'on vit ces choses-là, c'est époustouflant.