Translation of "Gözyaşları" in French

0.003 sec.

Examples of using "Gözyaşları" in a sentence and their french translations:

- Gözleri gözyaşları doluydu.
- Onun gözleri gözyaşları doluydu.

Ses yeux étaient noyés de larmes.

Gözlerini gözyaşları doldurdu.

Ses yeux se remplirent de larmes.

Annem gözyaşları içindeydi.

Ma mère était en larmes.

O acı gözyaşları döktü.

Elle versa des larmes amères.

Ağla: gözyaşları kalbin yapraklarıdır.

Pleure : les larmes sont les pétales du cœur.

Gözyaşları yanaklarından aşağı aktı.

- Des larmes dévalaient de ses joues.
- Des larmes ruisselaient sur ses joues.

Gözyaşları bir çocuğun silahıdır.

Les larmes sont les armes d'un enfant.

O, gözyaşları içinde yanıtladı.

Elle répondit en larmes.

Gözyaşları içinde arkadaşından ayrıldı.

- Elle prit congé de son ami en pleurs.
- Elle prit congé de son ami, en pleurs.

Yabancıların gözyaşları sadece sudur.

Les larmes d'un inconnu ne sont que de l'eau.

Derin kahkaha gözyaşları getirir.

Le rire profond amène les larmes.

Onu odasında gözyaşları içinde buldum.

Je l'ai trouvée en larmes dans sa chambre.

Sevinç gözyaşları onların yanaklarından aktı.

Des larmes de joie coulaient sur leurs joues.

O gözyaşları içinde hikayesini anlattı.

- Elle raconta son histoire en pleurs.
- Elle a raconté son histoire en larmes.

Onun gözlerinin içinde gözyaşları gördüm.

- Je vis des larmes dans ses yeux.
- J'ai vu des larmes dans ses yeux.

Onun yanaklarından dökülen gözyaşları vardı.

Elle avait des larmes qui tombaient le long de ses joues.

O, hikayesini gözyaşları içinde anlattı.

Il raconta son histoire en pleurs.

Gözyaşları onun yanaklarından aşağı akıyordu.

Des larmes coulaient sur ses joues.

Geçmişin gözyaşları geleceği verimli kılar.

Les larmes du passé fécondent l'avenir.

O gözyaşları ile cevap verdi.

Elle a répondu en pleurs.

Gözyaşları Alice'in yanaklarından aşağı aktı.

Des larmes coulèrent sur les joues d'Alice.

O, gözyaşları gözlerine doluncaya kadar güldü.

Il rit jusqu'aux larmes.

Gözyaşları kentteki yağmur gibi kalbimde düşer.

Il pleure dans mon cœur comme il pleut sur la ville.

O direkt gözyaşları ile cevap verdi.

Elle répondit en larmes.

Onun üzüntüsü sessiz gözyaşları içinde ifadesini buldu.

Elle exprima son chagrin en pleurant silencieusement.

Mutluluk gözyaşları onun yanaklarından aşağıya doğru aktı.

Des larmes de bonheur ruisselaient sur ses joues.

Gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı.

Il s'est mis à pleurer, comme s'il n'attendait que moi pour fondre en larmes.

Üzücü haberi duyduktan sonra, o, gözyaşları içinde yıkıldı.

Après avoir entendu la triste nouvelle, elle s'effondra en larmes.

Verlaine şiiri der "yağmur kente düştükçe gözyaşları kalbime düşer"

Le poème de Verlaine dit : « Il pleure dans mon cœur comme il pleut sur la ville. »

Küçük kız o kadar çok ağladı ki, yüzü gözyaşları ile örtüldü.

- La fillette avait tant pleuré que son visage était baigné de larmes.
- La petite fille a tellement pleuré que son visage était inondé de larmes.