Translation of "Kaldırdı" in English

0.016 sec.

Examples of using "Kaldırdı" in a sentence and their english translations:

Kaşlarını kaldırdı.

He raised his eyebrows.

Yılan başını kaldırdı.

The snake reared its head.

Bulaşıkları masadan kaldırdı.

She removed the dishes from the table.

Kağıtları masadan kaldırdı.

She removed the papers from the desk.

O, ellerini kaldırdı.

- He held up his hands.
- He raised his hands.

Tom ellerini kaldırdı.

Tom raised his hands.

Tom elini kaldırdı.

Tom raised his hand.

O, oyuncaklarını kaldırdı.

He put away his toys.

O kolunu kaldırdı.

He raised his arm.

Öğrenci elini kaldırdı.

The student raised his hand.

O ellerini kaldırdı.

She raised her hands.

O elini kaldırdı.

She raised her hand.

Tom kutuyu kaldırdı.

Tom lifted the box.

Tom kapağı kaldırdı.

Tom lifted the lid.

Tom kendini kaldırdı.

Tom made himself get up.

O kollarını kaldırdı.

She lifted her arms.

Kutuyu yukarıya kaldırdı.

She lifted the box up.

Tom şapkasını kaldırdı.

Tom raised his hat.

Asker bayrağı kaldırdı.

The soldier raised the flag.

Tom silahını kaldırdı.

Tom raised his gun.

Tom kadehini kaldırdı.

Tom raised his glass.

Jim elini kaldırdı.

Jim raised his hand.

O, şapkasını kaldırdı.

He raised his hat.

Tom kolunu kaldırdı.

Tom raised his arm.

Tom beni kaldırdı.

Tom raised me.

Kim seni kaldırdı?

Who raised you?

Onu kim kaldırdı?

Who removed it?

Tom kollarını kaldırdı.

Tom raised his arms.

Tom kaşlarını kaldırdı.

Tom raised his eyebrows.

O, başını kaldırdı.

She held up her head.

Mary başını kaldırdı.

Mary lifted her head.

Büyükanne gözlüklerini kaldırdı.

Grandmother lifted her spectacles.

Komite, yaptırımları kaldırdı.

The committee lifted the sanctions.

Tom feneri kaldırdı.

Tom held up the lantern.

Tom kaşını kaldırdı.

Tom furrowed his brow.

Sami ellerini kaldırdı.

Sami put his hands up.

Başkan köleliği kaldırdı.

The president has abolished slavery.

Rüzgar eteğini kaldırdı.

The wind lifted her skirt.

- Tom dikkatlice kapağı kaldırdı.
- Tom kapağı dikkatlice kaldırdı.

- Tom lifted the lid carefully.
- Tom carefully lifted the lid.

- Tom bisikletin önünü kaldırdı.
- Tom motorun önünü kaldırdı.
- Tom tek teker yaptı.
- Tom ön kaldırdı.

Tom did a wheelie.

Podyumda sessizce yumruklarını kaldırdı.

so drawing attention to black rights.

Araba toz bulutu kaldırdı.

The car raised a cloud of dust.

John Mary'yi ayağa kaldırdı.

John made Mary stand up.

O bir bayrak kaldırdı.

He put up a flag.

Tom krikoyla arabayı kaldırdı.

- Tom jacked up the car.
- Tom jacked the car up.

Tom kıllı yumruğunu kaldırdı.

Tom raised his hairy fist.

Tom malzemeleri yerden kaldırdı.

Tom picked the stuff up off the floor.

Tom kutuyu dikkatle kaldırdı.

Tom carefully lifted the box.

Tom dikkatle kapağı kaldırdı.

Tom carefully raised the lid.

Tom bandajı dikkatle kaldırdı.

Tom carefully removed the bandage.

Tom bir parmak kaldırdı.

Tom held up a finger.

Tom kadehini Mary'ye kaldırdı.

Tom raised his glass to Mary.

Tom telefonunu ortadan kaldırdı.

- Tom put his phone away.
- Tom put his cell phone away.

Tom sağ elini kaldırdı.

Tom raised his right hand.

Tom ellerini havaya kaldırdı.

- Tom raised his hands.
- Tom put his hands up.

Devlet başkanı köleliği kaldırdı.

The president abolished slavery.

Tom cep telefonunu kaldırdı.

Tom put his cell phone away.

O onu havaya kaldırdı.

He lifted her in the air.

Tom takvimi duvardan kaldırdı.

Tom took the calendar off the wall.

Amerika köleliği yürürlükten kaldırdı.

America did away with slavery.

O, kaşığı ağzına kaldırdı.

He lifted the spoon up to his mouth.

O onu yatağa kaldırdı.

He lifted her to the bed.

O, yavaşça silahı kaldırdı.

He slowly raised the gun.

Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.

The policeman lifted the box carefully.

Tom Mary'yi ayağa kaldırdı.

Tom made Mary stand up.

Tom Mary'yi havaya kaldırdı.

Tom lifted Mary in the air.

Birkaç öğrenci ellerini kaldırdı.

Several students raised their hands.

Tom şapkasını yerden kaldırdı.

Tom picked his hat off the ground.

Tom bardağını dudaklarına kaldırdı.

Tom raised his glass to his lips.

Tom uyarı parmağını kaldırdı.

Tom held up a warning finger.

Tom şapkasını kibarca kaldırdı.

Tom lifted his hat politely.

Mary utanarak elini kaldırdı.

Mary shyly raised her hand.

Leyla ağır halıyı kaldırdı.

Layla removed the heavy carpet.

Tom tek kaşını kaldırdı.

Tom arched one eyebrow.

Tom Mary'yi omuzlarına kaldırdı.

Tom lifted Mary onto his shoulders.

Dünyayı ve gökyüzünü kaldırdı!

He lifted earth and sky!

Tom dikkatlice kapağı kaldırdı.

- Tom lifted the lid carefully.
- Tom carefully lifted the lid.

Kitabı bırakıp kafasını kaldırdı.

He laid the book aside and looked up.

Otobüsün durması için elini kaldırdı.

She raised her hand for the bus to stop.

Topu yakalamak için elini kaldırdı.

He put up his hand to catch the ball.

Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.

Many countries have abolished capital punishment.

Soru sormak için elini kaldırdı.

- He raised his hand to ask a question.
- She raised her hand to ask a question.

O, elini kaldırdı ve gülümsedi.

He raised his hand and smiled.

Yeni perdeleri bugün havaya kaldırdı.

She put up the new curtains today.

Başını kaldırdı ve ona baktı.

She lifted up her head and looked at him.

Avrupa Birliği ölüm cezasını kaldırdı.

The European Union has abolished the death penalty.

Mary uğradığında Tom şapkasını kaldırdı.

When Mary came by, Tom raised his hat.

Tom sağ elini havaya kaldırdı.

Tom held up his right hand.

Onlar yoldan bir engeli kaldırdı.

They had cleared the obstacle from the road.