Translation of "Kaldırdı" in French

0.014 sec.

Examples of using "Kaldırdı" in a sentence and their french translations:

Kolunu kaldırdı.

Il a redressé son bras.

Kaşlarını kaldırdı.

Il haussa les sourcils.

Bulaşıkları masadan kaldırdı.

Elle débarrassait la table.

Kağıtları masadan kaldırdı.

Elle retira les papiers du bureau.

O, ellerini kaldırdı.

Il leva les mains.

Tom ellerini kaldırdı.

Tom a levé ses mains.

O kolunu kaldırdı.

- Il leva la main.
- Il leva le bras.

Öğrenci elini kaldırdı.

- L'étudiant leva la main.
- L'étudiant a levé la main.

O ellerini kaldırdı.

- Elle leva les mains.
- Elle a levé les mains.

O elini kaldırdı.

Elle a levé sa main.

O kollarını kaldırdı.

Elle levait les bras.

Jim elini kaldırdı.

Jim a levé la main.

O, şapkasını kaldırdı.

Il a levé son chapeau.

O, başını kaldırdı.

Elle dressa la tête.

Rüzgar eteğini kaldırdı.

Le vent a soulevé sa jupe.

Podyumda sessizce yumruklarını kaldırdı.

attirant le regard sur les droits du peuple noir.

Araba toz bulutu kaldırdı.

La voiture souleva un nuage de poussière.

Avrupa Birliği idamı kaldırdı.

L'Union Européenne a aboli la peine de mort.

Tom sağ elini kaldırdı.

- Tom leva sa main droite.
- Tom a levé sa main droite.

Devlet başkanı köleliği kaldırdı.

Le président a aboli l'esclavage.

O onu havaya kaldırdı.

- Il la souleva en l'air.
- Il l'a soulevée en l'air.

Amerika köleliği yürürlükten kaldırdı.

Les États-Unis d'Amérique ont aboli l'esclavage.

Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.

Le policier souleva la boîte avec précaution.

Otobüsün durması için elini kaldırdı.

Elle leva la main pour que le bus s'arrête.

Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.

Beaucoup de pays ont aboli la peine de mort.

Yeni perdeleri bugün havaya kaldırdı.

Aujourd'hui elle a accroché de nouveaux rideaux.

Avrupa Birliği ölüm cezasını kaldırdı.

L'Union Européenne a aboli la peine de mort.

O, olağanüstü gücüyle arabayı kaldırdı.

Il souleva la voiture grâce à sa force exceptionnelle.

O beni gördüğünde şapkasını kaldırdı.

Il leva son chapeau quand il me vit.

O, çaba harcamadan ağırlığı kaldırdı.

Il a soulevé le poids sans effort.

Kurulu düzene baş mı kaldırılırmış! Kaldırdı

Le chef de l'ordre établi est-il levé? Abrogations

Kız ağır kutuyu tek elle kaldırdı.

La fille leva la lourde caisse d'une seule main.

Genç tek eliyle ağır kutuyu kaldırdı.

Le jeune homme souleva la lourde caisse d'une seule main.

Geçen yıl bizim okulumuz üniformaları kaldırdı.

Notre école a abandonné les uniformes l'année dernière.

Kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

sur les mers et dans les airs.

Yüzücü başını kaldırdı ve nefes nefese kaldı.

Le nageur dressa la tête et chercha après l'air.

Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.

L'élève leva la main pour poser une question.

O öğrenci soru sormak için elini kaldırdı.

- Cet élève leva la main pour poser une question.
- Cet étudiant leva la main pour poser une question.

O bir taksi durdurmak için elini kaldırdı.

Il leva la main pour arrêter un taxi.

Takeshi bir soru sormak için elini kaldırdı.

Takeshi a levé la main pour poser une question.

Moğol orduları yolları üzerindeki her şeyi ortadan kaldırdı.

Les hordes mongoles ravageaient tout sur leur passage.

Yeni başkan geleneksel protokollerin büyük bir kısmını yürürlükten kaldırdı.

Le nouveau président a aboli une grande partie des protocoles traditionnels.

Tom çocukları kaldırdı ve onlara okul için hazırlanmalarını söyledi.

Tom a réveillé les enfants et leur a dit de se préparer pour l'école.

O, bardağı dudaklarına kaldırdı ve onu bir yudumda bitirdi.

Il porta le verre à ses lèvres et le vida d'un trait.