Translation of "Ortaya" in Finnish

0.046 sec.

Examples of using "Ortaya" in a sentence and their finnish translations:

Duman ortaya çıktı.

Savua ilmestyi.

Ortaya çıktıkları andan itibaren...

Kuoriutumisestaan lähtien -

...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.

väijymässä Mumbain kaduilla.

O sonunda ortaya çıktı.

Hän ilmestyi viimein.

"Virüs Çin'de ortaya çıktı,

Virus sai alkunsa Manner-Kiinassa.

- Tom bir anda ortaya çıktı.
- Tom çıkageldi.
- Tom apansız ortaya çıktı.

Tom ilmestyi tyhjästä.

Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.

Se paljastaa, mitä pimeydessä piilottelee.

İçindeki gizli hayatları ortaya çıkarabiliyoruz.

ja paljastaa sen kätkemät salaisen elämät -

...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.

paljastaa kätketyn yöllisen maailman,

Sitede bir adam ortaya çıktı.

Mies ilmestyi paikalle.

Duygularının ortaya çıkmasına izin verme.

Älä näytä, miltä sinusta tuntuu.

Önemli bir şey ortaya çıktı.

Jotain tärkeää on tullut esiin.

Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.

Kävi ilmi, että se oli totta.

Geçmişin sırlarını arkeoloji ortaya çıkarıyor.

Arkeologia paljastaa menneisyyden salaisuuksia.

Olimpiyat Oyunları nerede ortaya çıktı?

Mistä olympialaiset ovat lähtöisin?

Yeni bir zorluk ortaya çıktı.

Uusi pulma on ilmennyt.

Bir olasılık planının gerekliliğini ortaya koyuyor.

vaatii varautumista tulevaan.

Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.

UV-valo paljastaa kätkettyjä saalistajia.

Sihirli bir gece dünyası ortaya çıkarıyoruz.

Paljastamme yöllisen taikamaailman -

Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.

Ajan nopeuttaminen paljastaa niiden tappavan salaisuuden.

Gece kameraları gizli dünyalarını ortaya çıkarıyor.

Yökamerat paljastavat niiden salaisen maailman.

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

Mutta toisinaan se ojentaa kaksi jalkaa.

Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.

Mutta laskeva aurinko paljastaa merikarhun siluetin.

Kârdaki düşüş hasebiyle bütçe açığı ortaya çıkacaktır.

Budjettialijäämä johtuu verokertymän vajeesta.

Soruşturmadan sonra birkaç önemli gerçek ortaya çıktı.

Muutamia tärkeitä asioita nousi esiin tutkinnan jälkeen.

Bazen Toyama Körfezi'nde bir serap ortaya çıkar.

Toyamanlahdella näkyy joskus kangastus.

Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.

Apinoille näkymätön infrapunavalo paljastaa niiden lepopaikat korkeuksissa.

Yeni bir keşif, geceleri nasıl beslendiklerini ortaya çıkardı.

Viimeaikainen löytö paljasti, miten ne syövät öisin.

Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.

Tutkimalla yöllistä maailmaa löydämme uusia käyttäytymismuotojakin.

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

Yön koittaessa jopa korallitkin näyttävät pimeän puolensa.

Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

Yllättävää kyllä kävi ilmi, että hän on varas.

Benim mavi elbisemde bir kan lekesi ortaya çıktı.

Minun siniseen mekkooni ilmestyi veritahra.

O son zamanlarda bir lezbiyen olarak ortaya çıktı

Hän tuli vastikään ulos kaapista lesbona.

Eğer Tom ortaya çıkarsa, bu, Mary'nin gününü mahvedecek.

Jos Tom ilmestyy paikalle, se pilaa Marin päivän.

Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.

Venäjästä oli tullut toinen supervalta.

Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.

Ja yökameramme paljastavat ehkä täysin uutta käytöstä.

Ve bu çizgileri çizerken, tüm bu hikâyeler ortaya çıkıyor.

Yhdistäessäni asioita - tarinoita syntyy valtavasti.

Ne yazık ki Tom ortaya çıkacak ve partimi mahvedecek.

Pelkään, että Tom ilmestyy paikalle ja pilaa juhlani.

Kuantum fiziği böylece evrenin temel bir birliğini ortaya koyar.

Siten kvanttifysiikka paljastaa maailmankaikkeuden perustavan ykseyden.

Aydınlanma, insanın kendi kendine maruz kaldığı olgunlaşmamışlıktan ortaya çıkmasıdır.

Valaistuminen on ihmisen vapautumista itseaiheutetusta lapsellisuudesta.

- Kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- Üstü başı kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.

Likainen poika paljastui prinssiksi valepuvussa.

Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.

Ne ovat aivan sen äärellä, kun vaara uhkaa jälleen.

Deney başarılı olmalı. Sonraki şans elli yıl içinde ortaya çıkacaktır.

Kokeen täytyy onnistua. Seuraava mahdollisuus tulee kohdalle vasta viidenkymmen vuoden päästä.

James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı.

James Cameron loi uuden tavan tehdä elokuvia.

Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.

Tällöin moni pikkueläin kokee turvallisimmaksi liikkua.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Korkeammalla lämpökamera - paljastaa toisen pimeydessä piilottelevan metsästäjän.

Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.

Revontulien näkeminen on yksi minun unelmistani.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Mutta valoherkät kamerat paljastavat toisin toimivan lajin.

Bu proje geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.

Tämä projekti kehittyi luonnoksesta jonka piirsin lautasliinalle juhlissa viime vuonna.

- Tek yararlı cevaplar yeni soruları ortaya atandır.
- Faydalı cevaplar, sadece yeni sorular sorduran cevaplardır.

Ainoat hyödylliset vastaukset ovat niitä, jotka herättävät uusia kysymyksiä.

Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.

Tuhkanvärinen kaniini tuli näkyviin, mutta hyppi takaisin metsään heti kun lähestyin sitä.

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

Nämä yölliset näytökset ovat yllättävän yleisiä. Kolme neljännestä merieläimistä bioluminoi -

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.

Uusi tutkimus esittää, että yli 65-vuotiaiden potilaiden potilastiedot ovat usein virheellisiä, mikä voi johtaa vakaviin hoitovirheisiin.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.

Useat Roomassa hallinneet palvonnan muodot olivat kansasta kaikki yhtä tosia, filosofeista kaikki yhtä epätosia ja maistraatista kaikki yhtä hyödyllisiä. Ja niin suvaitsevaisuus tuotti sekä keskinäistä suopeutta että myös uskonnollista yhteisymmärrystä.