Translation of "Zehirlenmesi" in English

0.006 sec.

Examples of using "Zehirlenmesi" in a sentence and their english translations:

Gıda zehirlenmesi yüzünden hastaydı.

She's sick with food poisoning.

- Hiç gıda zehirlenmesi oldun mu?
- Hiç gıda zehirlenmesi geçirdin mi?

- Have you ever had food poisoning?
- Have you ever gotten food poisoning?

Bu muhtemelen sadece gıda zehirlenmesi.

It's probably just food poisoning.

Hiç gıda zehirlenmesi geçirdiniz mi?

Have you ever had food poisoning?

Tom'un muhtemelen gıda zehirlenmesi var.

Tom probably has food poisoning.

Karbon monoksit zehirlenmesi halüsinasyonlara neden olabilir.

Carbon monoxide poisoning can cause hallucinations.

Zavallı adam. Gıda zehirlenmesi hiç eğlenceli değil.

Poor guy... Food poisoning's never fun.

Teobromin zehirlenmesi, evcil hayvanlarda insanlardan daha sık görülür.

Theobromine poisoning occurs more frequently in domestic animals than in humans.

Çocuklar kurşun zehirlenmesi için daha fazla risk altındadır.

Children are more at risk for lead poisoning.

Takımın yarısının gıda zehirlenmesi geçirmesi nedeniyle maç ertelendi.

The match was postponed because half the squad came down with food poisoning.

Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.

Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.

Tom her gün konserve ton balığı yemekten civa zehirlenmesi oldu.

Tom got mercury poisoning from eating canned tuna every day.

Tom her gün konserve ton balığı yediği için civa zehirlenmesi oldu.

- Tom got mercury poisoning because he ate canned tuna every day.
- Tom got mercury poisoning from eating canned tuna every day.

Suyu ölçüsüz ve aşırı miktarda içmek "su zehirlenmesi" ile sonuçlanabilir, potansiyel olarak ölümcül bir durum.

Drinking excessive and extreme amounts of water can result in "water intoxication", a potentially fatal condition.

Tom bir zamanlar ucuz bir restoranda yemek yedi ve gıda zehirlenmesi oldu, bu yüzden artık nerede yemek yediği hakkında çok dikkatli.

Tom once ate at a cheap restaurant and got food poisoning, so now he's very careful about where he eats.