Translation of "Yenir" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yenir" in a sentence and their english translations:

Hazır para çabuk yenir.

Ready money will away.

Bu yiyecek ekmeksiz yenir.

This dish is eaten without bread.

Çorba bir kaşıkla yenir.

Soup is eaten with a spoon.

Öğle yemeği genellikle güvertede yenir.

Lunch is usually eaten on the deck.

Paskalya için rosto kuzusu yenir.

Roast lamb is eaten for Easter.

Düşen elmaların hepsi domuzlar tarafından yenir.

All the apples that fall are eaten by the pigs.

Fransa'da öğle yemeği iki civarında yenir.

In France, lunch is eaten at around two.

Pirinç pilavı Japonya'da genellikle çubukla yenir.

Rice is usually eaten with chopsticks in Japan.

Matzo, mayasız ekmek, hamursuz bayramı sırasında yenir.

Matzo, an unleavened bread, is eaten during Passover.

Kenya'da, kızartılmış termitler Ugali ile birlikte yenir.

In Kenya, roasted termites are eaten with Ugali.

Turp çoğunlukla salata sebzesi olarak kullanılır ve çiğ yenir.

Radishes are commonly used as a salad vegetable and eaten raw.

Britanya'da üzümlü ve elmalı tart geleneksel olarak Noel zamanında yenir.

In Britain, mince pies are traditionally eaten at Christmas time.

Hong Kong'da olmazsa olmaz denebilecek iki sıvı gıda vardır: Kanton çorbası ve congee. İlginçtir ki çorba olan ne kadar bol malzemeli ve koyu kıvamlı olsa da hep "içilir", congee ise ne kadar hafif kıvamlı olursa olsun hep "yenir".

In Hong Kong there are two types of liquid food which are considered absolutely vital: Cantonese soup and congee. It is curious to note that however "thick and ingredient-filled" the soup is, it's always drunk and however "thin" the congee is, it's always eaten.