Translation of "Yardımda" in English

0.053 sec.

Examples of using "Yardımda" in a sentence and their english translations:

Ona yardımda bulunmalısın.

You should help him.

İlk yardımda oldukça iyiyim.

I'm pretty good at first aid.

Ona yardımda bulunuyor musun?

Are you helping her?

Neden ona yardımda bulunuyorsun?

Why are you helping her?

Ben ona yardımda bulunuyorum.

- I've been helping her.
- I helped her.

Ona ilk yardımda bulunabilir misiniz?

Can you give him first aid?

Onlar bize yardımda bulunmaya istekliler.

They are willing to help us out.

Tom, Mary'ye yardımda bulunmak istedi.

Tom wanted to help Mary out.

Tom'un bugün yardımda bulunmasını istedim.

I asked Tom to help out today.

Sadece insanlara yardımda bulunmak istiyorum.

I just want to help people.

İtfaiyeciler temel tıbbi yardımda bulunurlar.

Firefighters do basic medical aid.

Hükümet, gelişmekte olan ülkelere maddi yardımda bulundu.

The government has increased its financial aid to the developing nations.

Ne yazık ki, artık sana yardımda bulunamam.

I can't help you anymore, unfortunately.

Bu şekilde yardımda bulunması Tom'un yüce gönüllülüğündendi.

That was big of Tom to help out like that.

- Size yardım edebilir miyim?
- Sana yardımda bulunabilir miyim?

May I help you?

Nükleer silahların varlığının, barışın sürmesine yardımda bulunduğunu kanıtlamaya çalışanlar var.

There are those who argue that the existence of nuclear weapons has helped to maintain peace.

Öğrenciler olarak depremzedelere yardımda bulunalım. Cebimizdeki bozuk paraların bile çok yararı olacaktır.

Let us students contribute to the welfare of the victims of the earthquake; even loose change will go a long way.

Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.

Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.

- Yardımda bulunmazsan bitirmem mümkün olmayacak.
- Yardım etmezsen tamamlayamayacağım.
- Bana yardımcı olmazsan bitiremeyeceğim.

- I will not be able to finish if you don't help me.
- I won't be able to finish if you don't help me.

- Size nasıl yardımcı olabilirim?
- Size nasıl yardım edebilirim?
- Size nasıl yardımda bulunabilirim?
- Ne istemiştiniz?

How can I help you?