Translation of "Yaralı" in English

0.016 sec.

Examples of using "Yaralı" in a sentence and their english translations:

- Yaralı değilsin.
- Yaralı değilsiniz.

You aren't hurt.

Tom yaralı.

- Tom's wounded.
- Tom is wounded.

Yaralı mısınız?

Are you injured?

Herkes yaralı.

Everybody is sore.

Yaralı değilsin.

You're not hurt.

Yaralı Yüz olamıyor?

how can Scarface possibly not?

Yaralı var mı?

- Is anyone hurt?
- Anyone hurt?

Tom ağır yaralı.

- Tom is badly wounded.
- Tom has been seriously wounded.

Tom yaralı mı?

- Is Tom hurt?
- Is Tom injured?
- Is Tom wounded?

Kimse yaralı değil.

No one's injured.

Tom yaralı görünüyor.

Tom looks wounded.

Tom kötü yaralı.

Tom is badly hurt.

Yaralı insanlar vardı.

There were people with injuries.

Yaralı, ambulansla taşındı.

The injured were transported by ambulance.

Birçok yaralı vardı.

There were many wounded.

Yaralı bisikletçi kimdi?

Who was the injured cyclist?

Tom yaralı olabilir.

- Tom might be injured.
- Tom may be injured.

Yaralı olduğunu biliyorum.

- I know you're hurt.
- I know that you're hurt.

Sami yaralı değildi.

Sami was not injured.

- Yaralı adam şimdi istirahatte.
- Yaralı adam şimdi dinlenmede.

The injured man is now at rest.

Yaralı kuş yere düştü.

The injured bird fell to the ground.

O ağır yaralı değildi.

She was not seriously injured.

Yaralı adamın inlemelerini duyabiliyorduk.

We could hear the groans of the injured man.

Asker yerde yaralı yatıyordu.

The soldier lay injured on the ground.

O, yerde yaralı yatıyordu.

He lay injured on the ground.

Tom ağır yaralı değildi.

- Tom was not seriously injured.
- Tom wasn't seriously injured.

Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.

The wounded soldier could hardly walk.

Tom yaralı tek kişiydi.

Tom was the only one hurt.

O yaralı olmasaydı kazanabilirdi.

If he hadn't been injured, he might have won.

- Tom yaralı.
- Tom incinmiş.

- Tom is hurt.
- Tom's hurt.

Yaralı değilsin, değil mi?

- You're not hurt, are you?
- You aren't hurt, are you?

Yaralı adam sessizce inledi.

The injured man moaned quietly.

Yaralı olmadığına memnun oldum.

- I'm glad you weren't hurt.
- I'm glad that you weren't hurt.

Hiçbir Kanadalı yaralı değildi.

No Canadians were injured.

Tom yaralı olduğunu söyledi.

- Tom said he was wounded.
- Tom said that he was wounded.

O yaralı! Ambulans çağır!

He's hurt! Call an ambulance!

Tom yaralı olmadığını söyledi.

- Tom said he wasn't injured.
- Tom said that he wasn't injured.

Tom hâlâ biraz yaralı.

Tom is still a little sore.

Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.

I understand that Tom is hurt.

Yaralı adam hastaneye taşındı.

The injured man was carried to the hospital.

Tom yaralı eline baktı.

Tom looked down at his injured hand.

Yaralı, olay yerinden uzaklaştırıldı.

The injured were removed from the scene.

Tom yerde yaralı yatıyordu.

Tom lay injured on the ground.

Allah'tan, Tom yaralı değildi.

Luckily, Tom wasn't injured.

- Lütfen yaralı kolunu bana göster.
- Lütfen bana yaralı kolunu göster.

Please show me your injured arm.

Yaralı ve güvensiz hissetmek yerine

defiance, ridicule, even pity

Yaralı adamı çimin üzerine koyduk.

We laid the injured man on the grass.

Doktor çocuğun yaralı bacağını sardı.

The doctor bandaged the boy's injured leg.

O, yaralı bir adam buldu.

She found a man injured.

O sadece korktu, yaralı değil.

- Aside from fright she was not injured.
- She was only frightened, not injured.

Yaralı kadın Brezilyalı bir turistti.

The wounded woman was a Brazilian tourist.

Yaralı ayılar genellikle çok tehlikelidir.

Wounded bears are usually very dangerous.

Yaralı adam yardım için bağırdı.

The injured man cried for help.

Tom'un yaralı bir bileği var.

Tom has an injured wrist.

Tom'un yaralı olduğunu göremiyor musun?

Can't you see Tom is injured?

Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.

The wounded soldiers were left in the field.

Yaralı asker acı içinde kıvranıyor.

The wounded soldier is writhing in pain.

Yaralı bir balina sahile vurdu.

A wounded whale washed up on the beach.

Mary yaralı dizini tedavi etti.

Mary treated her wounded knee.

Yaralı asker acı içinde kıvranıyordu.

The wounded soldier writhed in pain.

Sana ne oldu? Yaralı mısın?

What happened to you? Are you hurt?

Tom ölümcül olarak yaralı bulundu.

Tom was found mortally wounded.

Tom korkuyordu ama yaralı değildi.

Tom was scared but uninjured.

Tom yaralı bisikletçiyi hastaneye götürdü.

Tom drove the injured bicyclist to the hospital.

Tom'un yaralı ayak parmakları kesildi.

Tom's injured toes were amputated.

Tom bana yaralı olduğunu söyledi.

- Tom told me he was wounded.
- Tom told me that he was wounded.

Tom, Mary'nin yaralı olmadığını söyledi.

- Tom said Mary was unhurt.
- Tom said that Mary was unhurt.

Tom yaralı bir hayvanı kurtardı.

Tom rescued an injured animal.

Tom yaralı adama yardım etti.

Tom helped the injured man.

Ağır yaralı adam hastaneye vardığında ölmüştü.

The severely injured man was dead on arrival at the hospital.

Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.

Cover up the injured man with this blanket.

Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.

His wounded leg began to bleed again.

Tom yaralı ya da ölü olabilir.

Tom may be injured or dead.

Yaralı adam üç gün içinde iyileşti.

The wounded man recovered in three days.

Onlar arkalarında yüzlerce yaralı insan bıraktı.

They left behind hundreds of wounded men.

Tom Mary'nin muhtemelen yaralı olmadığını söyledi.

- Tom said Mary was likely to be unhurt.
- Tom said that Mary was likely to be unhurt.

- Yaralı olduklarını söylediler.
- Yaralanmış olduklarını söylediler.

- They said they were wounded.
- They said that they were wounded.

Doktor yaralı çocuğu kurtarmak için çok çalıştı.

The doctor tried hard to save the wounded boy.

Ağır yaralı olmasına rağmen telefona ulaşmayı başardı.

Though seriously injured, he managed to get to a telephone.

Ordu çıkınca birçok yaralı insan geride kaldı.

When the military pulled out, many injured people were left behind.

Onu acilen hastaneye götürmeliyiz, o ağır yaralı!

We have to take him to the hospital immediately; he is seriously injured!

Yaralı bir köpek çok daha tehlikeli olabilir.

An injured dog can be much more dangerous.

- Kuş yaralandı.
- Kuş yaralıydı.
- Kuş yaralı idi.

The bird was injured.

Yaralı olmalarına rağmen, onlar savaşmaya devam ettiler.

Though wounded, they continued to fight.

Yaralı, hastaneye ve ölü ise kiliseye kaldırıldı.

The injured were carried to the hospital, and the dead to the church.

- Tom'un sakatlığı ciddi değil.
- Tom hafif yaralı.

Tom's injury isn't serious.

Doktorlar hasta ya da yaralı kişiye yardım etmeli.

Doctors should help the sick or injured person.

Yaralı adam, polis oraya varmadan önce caddede uzandı.

The injured man lay in the street before the police arrived.

Askerin yaralı bir bacağı vardı ve hareket edemiyordu.

The soldier had a leg injury and couldn't move.