Translation of "Yaşını" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yaşını" in a sentence and their english translations:

- Yaşını bilmiyorum.
- Onun yaşını bilmiyorum.

- I don't know her age.
- I don't know his age.

Yaşını göstermiyorsun.

You don't look your age.

Yaşını göstermiyor.

She doesn't look her age.

O, yaşını gösteriyor.

He looks his age.

Yaşını gizli tutuyor.

She keeps her age a secret.

Yaşını sorabilir miyim?

Might I ask your age?

Onun yaşını dikkate almalısın.

You must take his age into account.

O, yaşını gizli tutuyor.

He keeps his age a secret.

Tom yaşını gizli tutar.

Tom keeps his age a secret.

Ben Tom'un yaşını bilmiyorum.

- I don't know how old Tom is.
- I don't know Tom's age.

Tom otuz yaşını aşkın.

- Tom is over thirty.
- Tom is over thirty years old.

O, ona yaşını söyledi.

She told him her age.

Tom, Mary'ye yaşını söyledi.

Tom told Mary his age.

Tom Mary'ye yaşını sordu.

Tom asked Mary her age.

O, kırk yaşını biraz geçti.

He is a little over forty.

Bir kadına asla yaşını sormamalısın.

You should never ask a woman her age.

Onun yaşını tahmin etmeye çalıştım.

I tried to guess her age.

Tom insanlara yaşını söylemeyi sevmez.

Tom doesn't like to tell people how old he is.

Ben senin yaşını sorabilir miyim?

May I ask your age?

Bir kadına onun yaşını sormamalıyız.

We should not ask a woman her age.

Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.

Tom didn't take Mary's age into consideration.

Yaşını dikkate alsan iyi olur.

You had better take account of his age.

Tom yüz yaşını aşmış kimsedir.

Tom is a centenarian.

Tom'un yaşını tahmin etmeye çalıştım.

I tried to guess Tom's age.

En erken kaç yaşını hatırlıyorsun?

How far back can you remember?

On sekiz yaşını geçerse orduya katılır.

If he could pass for eighteen years old, he'd join the army.

Performansını yargılarken onun yaşını dikkate almalısın.

You must take his age into account when you judge his performance.

Bir gün bana yaşını söyleyecek misin?

Will you ever tell me your age?

Seksen iki yaşındaydı ve yaşını hissediyordu.

He was eighty-two years old and feeling his age.

Tom doksan yaşını aşmış bir kimsedir.

Tom is a nonagenarian.

Tom'un yaşını almış biri olduğunu biliyorum.

I know Tom is a little old.

Evrenin yaşını bir yılla temsil ediyor olsak

If we represent the age of the universe by one year,

Tersini söyleyerek kazandı. Manifestosunda asla emeklilik yaşını

of what a candidate should do. On his manifesto he also promises he will never reduce the

Mary yaşını sorduğunda Tom ona yalan söyledi.

Tom lied when Mary asked him how old he was.

Yaşını göz önünde bulundurursak, o çok güçlü görünüyor.

He looks very vigorous, considering his age.

O yaşını başını almış. En azından otuz yaşında.

She's no spring chicken. She's at least thirty.

Bir bayana yaşını sormanın kabalık olduğunu bilmiyor musunuz?

Don't you know it's rude to ask a lady her age?

Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.

It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.

45 yaşını geçmiş Amerikalıların %35'i kronik olarak yalnız.

Thirty-five percent of Americans over 45 are chronically lonely.

Tom, 24 yaşını doldurmadan önce üniversiteden mezun olmak istiyor.

Tom wants to graduate from college before he turns 24 years old.

Artık Grönland'deki buz çekirdekleri sayesinde yaşını tam olarak tespit edebiliyoruz.

Now, with the ice corings in Greenland, we can date it very, very exactly.

Onun yaşını göz önüne alırsak, öyleyse onu icraatları için suçlayamazsın.

If you consider his age, then you can't blame him for his actions.

Babam bu yıl yetmişinci yaşını kutladı ama benden daha enerjik.

My father celebrated his seventieth birthday this year, but he's more energetic than I am.

Makyajından dolayı genç gösteriyor ama kırk yaşını geçeli çok oluyor.

She looks young because of her makeup, but she is already more than forty years old.

- Sami asla on altıyı görmeyecek.
- Sami asla on altı yaşını görmeyecek.

Sami is never gonna see sixteen.

Tom her zaman bir kadına yaşını asla sormamayı bir kural olarak benimser.

Tom always makes it a rule never to ask a woman her age.

- Hiç yaşın konusunda yalan söylediğin oldu mu?
- Yaşını yalan söyledin mi hiç?

Have you ever lied about your age?

Şu an dünya genelinde yüz yaşını aşmış iki yüz bin civarı insan var.

In the whole world, there are now around 200,000 centenarians.

- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
- Bir bayana yaşını sormayacak kadar mantıklı olmalısın.

You should know better than to ask a lady her age.

Dünya Sağlık Örgütünün alkolün zararlı kullanımını azaltmak için bir planı var. Bu alkolle ilgili vergi yükseltme, alkol alacak yerlerin sayısını azaltma ve içme yaşını yükseltmeyi içermektedir. Yetkililer diğer önlemlerin etkili sarhoş sürücü yasalarını ve bazı alkol reklamlarını yasaklamayı içermektedir.

The WHO has a plan to reduce the harmful use of alcohol. It includes raising taxes on alcohol, reducing the number of places to buy alcohol and raising the drinking age. Officials say other measures include effective drunk driving laws and banning some alcohol advertising.