Translation of "Tutar" in English

0.010 sec.

Examples of using "Tutar" in a sentence and their english translations:

Beni taşıt tutar.

I get motion sickness.

Tom defterleri tutar.

Tom keeps the books.

O, sözünü tutar.

He keeps his word.

Beni deniz tutar.

- I feel seasick.
- I'm seasick.

Onu tutar mısın?

Can you handle it?

Bebeği tutar mısın?

Will you keep the baby?

Tom sözünü tutar.

Tom keeps his word.

Bunu tutar mısın?

Would you mind holding this?

Fatura ne tutar?

What does the bill come to?

Balık tutar mısın?

Do you fish?

Arabasını temiz tutar.

He keeps his car clean.

- Tom odasını derli toplu tutar.
- Tom odasını düzenli tutar.

Tom keeps his room tidy.

Çiftçi traktörünü ahırda tutar.

The farmer keeps his tractor in the barn.

O, odasını temiz tutar.

- His room is kept clean by her.
- She keeps his room clean.

O, saçlarını bukleleli tutar.

She keeps her hair in curls.

Bütün tasarruflarını bankada tutar.

He keeps all his savings in the bank.

Eğlenmek seni genç tutar.

Having fun keeps you young.

Tom odasını temiz tutar.

Tom keeps his room clean.

Asansörü tutar mısın, lütfen?

Can you hold the elevator, please?

Tom yaşını gizli tutar.

Tom keeps his age a secret.

Tom silahını yüklü tutar.

Tom keeps his gun loaded.

Tom tropikal balık tutar.

Tom keeps tropical fish.

Bu tutar vergi içermektedir.

This amount includes tax.

Kahve beni uyanık tutar.

Coffee keeps me awake.

O bir günlük tutar.

He keeps a diary.

Rüya günlüğü tutar mısın?

- Do you keep a dream diary?
- Do you keep a dream journal?

O, saçını uzun tutar.

She keeps her hair long.

Tom bir günlük tutar.

Tom keeps a diary.

Bu elmas servet tutar.

This diamond costs a fortune.

Ev hesaplarını eşim tutar.

My wife keeps the household accounts.

Gürültü kuşları uzak tutar.

The noise keeps the birds away.

Polis bizi güvende tutar.

The police keep us safe.

Bu su tutar mı?

Does this hold water?

Tom üniformasını temiz tutar.

Tom keeps his uniform clean.

Tom arabasını temiz tutar.

Tom keeps his car clean.

Tom gitarını dolabında tutar.

Tom keeps his guitar in his closet.

Umarım Tom sözünü tutar.

I hope Tom keeps his promise.

- O her zaman sözlerini tutar.
- O, sözlerini her zaman tutar.

He always keeps his promises.

Tom genellikle iskeleden balık tutar ama bazen kıyıdan balık tutar.

Tom usually fishes off the dock, but sometimes he fishes from the shore.

- O beni gece uyanık tutar.
- O beni gece ayakta tutar.

It keeps me up at night.

- Tom perdelerini hep kapalı tutar.
- Tom her zaman perdeleri çekili tutar.

Tom always leaves all his curtains closed.

Ve konumdaki günlüğünüzü gizli tutar.

And it keeps your log in location private.

Sanırım hikayenin tutar tarafı yok.

I think your theory does not hold water.

Banka insanlar için para tutar.

The bank keeps money for people.

Tutar 20,000 yenin üzerine çıktı.

The sum came to over 20,000 yen.

Takeshi İngilizce bir günlük tutar.

Takeshi keeps a diary in English.

O her zaman sözünü tutar.

- She always keeps her word.
- She always keeps her promises.

Odasını her zaman temiz tutar.

She always keeps her room clean.

O, İngilizce bir günlük tutar.

He keeps a diary in English.

Kendi sözlerini her zaman tutar.

He always fulfills his promises.

O, her zaman sözünü tutar.

She always keeps her word.

Küçük hediyeler arkadaşlığı canlı tutar.

Little presents keep a friendship alive.

O, günlüğünü İngilizce olarak tutar.

She keeps her diary in English.

Bir buzdolabı eti taze tutar.

A refrigerator keeps meat fresh.

Bu sizi ayaklarınızın üzerinde tutar.

It keeps you on your toes.

Tom çok dikkatli kayıtlar tutar.

Tom keeps very careful records.

Gece seni ne uyanık tutar?

What keeps you up at night?

Verdiğin bütün sözleri tutar mısın?

- Do you keep all the promises you make?
- Do you keep all the promises that you make?

Bir bira ne kadar tutar?

How much does a beer cost?

Kitap on beş dolar tutar.

The book costs fifteen dollars.

Onu sadece dualar hayatta tutar.

Only prayers keep him alive.

Tom her zaman sözünü tutar.

Tom always keeps his promises.

Yürü be kim tutar seni.

Haters gonna hate.

Mary mücevherlerini bankada kilitli tutar.

Mary keeps her jewels locked up in the bank.

Bunu bir saniye tutar mısın?

Could you hold this for a second?

Bunları bir saniye tutar mısın?

Could you hold these for a second?

Bu köşeyi tutar mısınız lütfen?

Will you please hold this edge?

Tom'u her zaman araba tutar.

Tom gets carsick all the time.

Tom tasarruflarını döşeğinin altında tutar.

Tom keeps his savings under his mattress.

Tom silahını bir kasada tutar.

Tom keeps his gun in a safe.

O kendi odasını temiz tutar.

He keeps his room clean.

- Tom genellikle sözünün tutar.
- Tom genellikle sözünü tutar.
- Tom genellikle sözüne sadıktır.

Tom usually keeps his promises.

- Her gün bir elma, doktoru uzak tutar.
- Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

An apple a day keeps the doctor away.

Her zaman elinde bir sopa tutar.

She always keeps a stick in her hand.

Odasını her zaman iyi durumda tutar.

She always keeps her room in good order.

Helen odasını her zaman temiz tutar.

Helen always keeps her room clean.

Babam her gün bir günlük tutar.

My dad keeps a journal every day.

O, her zaman saçını temiz tutar.

She always keeps her hair clean.

Benim paltom hafif ama sıcak tutar.

My overcoat is light but warm.

Bu koltuğu benim için tutar mısın?

Will you hold this seat for me?

O bir dağ deresinde balık tutar.

He fishes in a mountain stream.

Ann odasını her zaman temiz tutar.

Ann always keeps her room clean.

O, aldığı her şeyin kaydını tutar.

She keeps a record of everything she buys.

Günde bir elma doktoru uzak tutar.

One apple a day keeps the doctor away!

Bunu benim için tutar mısınız lütfen?

Would you hold this for me, please?

Tom her zaman odasını temiz tutar.

Tom always keeps his room clean.

Tom her zaman odasını düzenli tutar.

Tom always keeps his room neat.

Tom her zaman Mary'nin tarafını tutar.

Tom always takes sides with Mary.

O, çamaşır mandallarını bir kovada tutar.

He keeps his clothespins in a bucket.

Tom telefonunu genellikle sessiz modunda tutar.

Tom usually keeps his phone in manner mode.

Benim saatim seninkinden daha az tutar.

My watch costs less than yours.

Tom yatak odası kapısını kilitli tutar.

Tom keeps his bedroom door locked.