Translation of "Yönden" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yönden" in a sentence and their english translations:

Birçok yönden büyük.

He is great in many ways.

Tehlike her yönden gelebilir.

Danger comes from all angles.

Birçok yönden bana benzerdi.

She was similar to me in many ways.

Tom zihinsel yönden rahatsızdır.

Tom is mentally disturbed.

Biz bu yönden gidiyoruz.

We're going this way.

Hükümet her yönden eleştiriliyor.

The government is being criticized from all sides.

Birçok yönden Tom gibisin.

You're like Tom in many ways.

Ses bu yönden geldi.

The sound came from that direction.

Birçok yönden onlara benziyorsun.

You're like them in many ways.

Birçok yönden ona benziyorsun.

You're like him in many ways.

Birçok yönden benden farklısın.

You differ from me in many ways.

Sami karşı yönden geliyordu.

Sami was coming in the opposite direction.

Uyku birçok yönden önemlidir.

Sleep is important in many ways.

Biz sorunu her yönden düşünmeliyiz.

We must consider the question from every aspect.

Bu kitap birçok yönden eşsizdir.

This book is unique in many ways.

Tom birçok yönden sana benziyor.

Tom is a lot like you in many ways.

O her yönden rakiplerini geçer.

He surpasses his rivals in all ways.

Bu yönden binaya erişim yok.

There is no access to the building from this direction.

İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.

England resembles Japan in many respects.

Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.

Japanese differ from Americans in many respects.

Her iki yönden de heyecanlıyım.

I'm excited either way.

- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
- Kendisi maddi yönden anne-babasına bağımlı değil.

He is economically independent of his parents.

Her şeyi sadece rasyonel yönden görüyordum.

I could see everything only from a logical point of view.

Annem parasal yönden her şeyi düşünüyor.

My mother thinks of everything in terms of money.

Markku bana birçok yönden yardımcı oldu.

Markku has helped me in many ways.

Birçok yönden zaman paradan daha değerlidir.

In many ways time is more valuable than money.

Tom birçok yönden bana yardımcı oldu.

Tom has helped me in many ways.

Tom bana birçok yönden ilham verdi.

Tom has inspired me in many ways.

Tom, Mary'nin hangi yönden geleceğini bilmiyordu.

Tom didn't know which direction Mary would be coming from.

Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.

I don't know how to talk to emotionally distraught people.

Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.

Modern cars differ from the early ones in many ways.

"Burada, Missisippi'de tarihi yönden polis Klanlarla eş anlamlı.

"Here in Mississippi, the police is synonymous with the Klan, historically.

Japonya ve Çin pek çok yönden birbirinden farklıdır.

Japan and China differ from each other in many ways.

İngiliz İngilizcesi Amerikan İngilizcesinden pek çok yönden farklıdır.

British English differs from American English in many ways.

Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.

Tom told me Mary was emotionally unstable.

Onun gittiği yönden onun şehre doğru gittiğini söyleyecektim.

From the direction that he was going in, I would say he was headed to town.

Gerçekten de her yönden daha güvenli bir hâle geldik.

Indeed, we've become safer in just about every way.

Aile olarak hem ekonomik hem de manevi yönden hırpalanıyorduk.

We felt, as a family, financially and emotionally ravaged.

Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.

In fact, you can see a lot of politics as being a search for belonging.

Evet… durduğumuz yönden yaklaşık 15 mil uzakta, kısa süre önce

Yeah… about 15 miles away in that direction from where we're standing, just recently,

Köylülerin durumu birçok yönden on yıl öncesine göre daha iyi.

The situation of the villagers is better than ten years ago in many ways.

Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz.

We have been squeezed but not smashed. We have been baffled but not desperate.

Rüzgar ne yönden eserse o yöne eğilmekte fayda vardır diye düşünüyorum

I think it would be useful to lean in what direction the wind blows.

- Her zaman yaşamın aydınlık yüzüne bak.
- Hayata her zaman olumlu yönden bak.

Always look on the bright side of life.

- Ressamı maddi olarak desteklediler.
- Ressama mali olarak yardım ettiler.
- Ressama parasal yönden yardımcı oldular.

They assisted the painter financially.

Mareşal Ney gibi, başlangıçta Napolyon'un sürgünden dönüşüne karşı çıktı, ancak rüzgarın hangi yönden estiğini gördü

Like Marshal Ney, he initially opposed Napoleon’s return from exile, but saw which way the wind