Translation of "Vize" in English

0.008 sec.

Examples of using "Vize" in a sentence and their english translations:

- Tom vize ihlali yaptı.
- Tom vize ihlalinde bulundu.
- Tom vize süresini aştı.

Tom overstayed his visa.

Çünkü vize grekmiyordu.

to the city as no visa was required.

Vize tekrar kapanıyor.

The vise is closing again.

- O vize için müracaat etti.
- O vize için başvuru yaptı.
- Vize başvurusu yaptı.

She applied for a visa.

Vize almam gerekiyor mu?

Am I required to get a visa?

Lütfen bana vize verin.

I beg you, give me a visa.

Bugün vize için başvuracağım.

- I am going to apply for a visa today.
- I'm going to apply for a visa today.

Tom bir vize alamadı.

Tom wasn't able to get a visa.

Tom vize için başvurdu.

Tom applied for a visa.

Bir vize için başvurmalıyım.

I need to apply for a visa.

Henüz vize başvurusu yapmadım.

- I haven't yet applied for a visa.
- I haven't applied for a visa yet.

Zaten vize başvurusunda bulundum.

I've already applied for a visa.

Vize alma zorunluluğu uğraştırıcıdır.

Having to get a visa is a hassle.

Vize almak için prosedür nedir?

What is the procedure for getting a visa?

Bir vize için başvuruda bulundum.

I applied for a visa.

Bu vize ne kadar geçerli?

How long is this visa good for?

Bir vize için başvurmak istiyorum.

I'd like to apply for a visa.

Vize için nasıl başvuruda bulunabilirim?

How do I apply for a visa?

Tom'un vize başvurusunda bulunması gerekiyor.

Tom needs to apply for a visa.

Bir gezi için vize almak istiyorum.

I want to get a sightseeing visa.

Bu vize ne kadar süre geçerlidir.

How long is this visa valid?

Sanırım zaten bir vize için başvurdun.

I suppose you've already applied for a visa.

Fransa'yı ziyarete gittiğimizde bir vize gerekiyor.

When we go to visit France we need a visa.

Kısa sürede vize almak imkansız olacak.

It'll be impossible to get a visa on short notice.

Henüz bir vize için başvuruda bulunmadım.

- I haven't yet applied for a visa.
- I haven't applied for a visa yet.

Lütfen bana tekrar bir vize düzenler misiniz?

Could you please issue me a visa again?

O ülkeye girmek için vize almam gerekiyor.

I need a visa to enter that country.

Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.

I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.

Kısa sürede bir vize almak imkansız olacak.

It's going to be impossible to get a visa on short notice.

Tom vize almak için Avustralya büyük elçiliğine gitti.

Tom went to the Australian embassy to get a visa.

Biz muhtemelen bir vize için daha erken başvurmalıydık.

- We probably should've applied for a visa much earlier.
- We probably should have applied for a visa much earlier.

Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.

I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.

Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.

We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa.

Meksika'ya gidebilmek için başka bir vize almam haftalar sürdü

It took me weeks to get another visa so that I could go back to Mexico,

İngiliz pasaportun varsa Avustralya için vize alman gerekiyor mu?

Do you need a visa for Australia if you have a British passport?

Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.

Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.

Onun vize alamadığını duymak bizim için hayal kırıklığı olmuştu.

We were disappointed to hear that he couldn't get a visa.

Bunlar bir vize başvurusunda bulunduğun zaman İngiliz elçiliğinde onların sana soracakları sorular.

These are the questions that they would ask you at the British embassy when you apply for a visa.

Eğer eşiniz bir vatandaş ise uzun süreli bir vize almak daha kolay olabilir.

It may be easier to get a long-term visa if your spouse is a citizen.