Translation of "Varlığının" in English

Onun varlığının farkındaydı.

He was conscious of her presence.

Onun varlığının bilincinde değildi.

I was not conscious of her presence.

Onun varlığının bilincinde değildim.

I was not conscious of his presence.

Dil, bir milletin varlığının sembolüdür.

Language is the symbol of a nation's existence.

Ben onun varlığının farkında değildim.

I was not aware of his presence.

O, babasının büyük mal varlığının varisi oldu.

He succeeded to his father's large property.

Nükleer silahların varlığının, barışın sürmesine yardımda bulunduğunu kanıtlamaya çalışanlar var.

There are those who argue that the existence of nuclear weapons has helped to maintain peace.

Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.

The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.