Translation of "Silahların" in English

0.003 sec.

Examples of using "Silahların" in a sentence and their english translations:

- Boston'da silahların yasaklandığını düşünüyordum.
- Boston'da silahların yasaklandığını düşündüm.

- I thought guns were banned in Boston.
- I thought that guns were banned in Boston.

Ateşli silahların sesini duyduk.

We heard the sound of gunshots.

Silahların var, değil mi?

You have weapons, right?

Savaş ve nükleer silahların yayıldığını okuyoruz.

war and the spread of nuclear weapons.

- Silahların ihracatı yasaklandı.
- Silah ihracatı yasaklanmıştı.

The export of weapons was prohibited.

Müzede eski silahların bir sergisi var.

There's an exhibition of ancient weapons at the museum.

Ve Norveçlilerin bildiği ilk şey yaklaşan silahların parıltısını görmekti.

the first thing the Norwegians knew about it was seeing the glint of weapons approaching.

Kriz 1968 Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına yol açtı.

The crisis led to the 1968 Nuclear Non-Proliferation Treaty.

O, nükleer silahların ulusal savunma için gerekli olduğunu iddia ediyor.

He contends that nuclear weapons are necessary for national defense.

O, nükleer silahların barış için bir tehdit olduğunu ileri sürdü.

He argued that nuclear weapons were a threat to peace.

Nükleer silahların varlığının, barışın sürmesine yardımda bulunduğunu kanıtlamaya çalışanlar var.

There are those who argue that the existence of nuclear weapons has helped to maintain peace.

Zararlı bakteriler bu tür silahların üstesinden gelmek için mutasyona uğrayamazlar.

Harmful bacteria cannot mutate to overcome this type of weapon.

- Yasadışı silahlara karşı değilim.
- Silah yasasının sıkılaştırılmasına karşı değilim.
- Silahların yasaklanmasına karşı değilim.

I'm not against outlawing guns.