Translation of "Varıncaya" in English

Ben varıncaya kadar beni bekledi.

- He waited for me until I arrived.
- She waited for me until I arrived.

Eve varıncaya kadar cüzdanımın yokluğunu hissetmedim.

- I did not miss my purse till I got home.
- I did not miss my purse until I returned home.

Ben oraya varıncaya kadar onu yapma.

Don't do that until I get there.

Sen oraya varıncaya kadar neredeyse karanlık olacak.

By the time you get there, it will be nearly dark.

Demir köprüye varıncaya kadar nehir boyunca yürüdüm.

I walked along the river until I got to the iron bridge.

Sen buraya varıncaya kadar hazır olacağımızdan eminim.

I'm sure that by the time you get here, we'll be ready.

Tom eve varıncaya kadar bir şey yemedi.

Tom didn't eat anything until he got home.

Biz oraya varıncaya kadar Tom uyuyor olacak.

Tom will be sleeping by the time we get there.

Ben oraya varıncaya kadar Tom zaten ayrılmıştı.

Tom had already left by the time I got there.

Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.

Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.

Eve varıncaya kadar cüzdanımı kaybettiğimi fark etmedim bile.

I never even noticed I'd lost my wallet until I got home.

Eve varıncaya kadar cüzdanımın kayıp olduğunu fark etmedim.

- I didn't realize my wallet was missing until I got home.
- I didn't realize that my wallet was missing until I got home.

Biz Tom'un partisine varıncaya kadar kalmış yiyecek olacağını sanmıyorum.

- I don't think there's going to be any food left by the time we get to Tom's party.
- I don't think that there's going to be any food left by the time we get to Tom's party.

- Oraya varıncaya kadar daha ne kadar sürecek?
- Oraya varmamız daha ne kadar alacak?

- How much longer will it be until we get there?
- How much longer will it be till we get there?