Translation of "Uzatabilir" in English

Kalışımı uzatabilir miyim?

Can I extend my stay?

Fasulyeleri uzatabilir misin?

Could you pass the beans?

Bektaşi üzümü ömrünü uzatabilir.

Gooseberries can prolong your life.

"Şekeri uzatabilir misiniz?" "Buyurun."

"Could you pass me the sugar?" "Here you go."

Onu bana uzatabilir misin?

Could you hand that to me?

Tatilinizi birkaç gün uzatabilir misiniz?

Can you extend your holiday by a few days?

Affedersiniz, şekeri bana uzatabilir misiniz?

Excuse me, could you pass me the sugar?

Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?

Could you pass me the salt, please?

Uzaktan kumandayı bana uzatabilir misin?

Could you hand me the remote?

Bana suyu uzatabilir misin, lütfen?

Could you pass me the water, please?

Anne! Bana tuvalet kağıdını uzatabilir misin?

Mum! Can you pass me the toilet paper?

Kalışımı bir gece daha uzatabilir miyim?

Can I extend my stay one more night?

O İngiliz anahtarını bana uzatabilir misin?

- Could you hand me that wrench?
- Could you pass me that wrench?

Son teslim tarihini iki hafta uzatabilir miyiz?

Can we extend the deadline by two weeks?

Ceket biraz fazla kısa. Onu uzatabilir misin?

The coat is a bit too short. Can you lengthen it?