Translation of "Uyandırma" in English

0.003 sec.

Examples of using "Uyandırma" in a sentence and their english translations:

Onu uyandırma.

Don't wake her up.

Tom'u uyandırma.

Don't wake Tom up.

Beni uyandırma.

Don't wake me.

Bu uyandırma çağrısıdır.

This is your wake-up call.

Uyuyan çocuğu uyandırma.

Don't wake up the sleeping child.

Uyuyan bir aslanı uyandırma.

Wake not a sleeping lion.

Onu uyandırma korkusuyla kımıldamadık.

We did not move for fear we should wake him up.

Sanırım Robert'ı uyandırma zamanı.

- I reckon it's time to wake up Robert.
- I reckon it's time to wake Robert up.

Bence Tom'u uyandırma zamanı.

- I think it's time to wake Tom up.
- I think that it's time to wake Tom up.

Bir uyurgezeri asla uyandırma derler.

They say never wake up a sleepwalker.

Tom bir uyandırma araması istedi.

Tom asked for a wake-up call.

Lütfen sessiz ol, böylece bebeği uyandırma.

Please keep quiet, so you don't wake the baby up.

Yarın sabah yedide uyandırma çağrısı istiyorum.

I'd like a wake-up call at seven tomorrow morning.

Bu, Tom için bir uyandırma alarmıydı.

- This was a wake-up call for Tom.
- This was a wake up call for Tom.

Yarın sabah altıda uyandırma çağrısı istiyorum.

I'd like a wake-up call at six tomorrow morning.

Bebeği uyandırma korkusuyla oturmaya devam etti.

She sat still for fear of waking the baby.

Saat 2.30'dan önce beni uyandırma.

Don't wake me up before 2:30.

Tom dün gece çok geç yattı, bu yüzden onu henüz uyandırma.

Tom went to bed very late last night, so don't wake him up yet.

- Lütfen beni saat 2.30 'dan önce uyandırma.
- Lütfen beni saat 2.30'dan önce uyandırmayın.

Please don't wake me up before 2:30.