Translation of "Trenini" in English

0.008 sec.

Examples of using "Trenini" in a sentence and their english translations:

O, trenini kaçırabilir.

He may miss his train.

Trenini kaçıracağını düşündüm.

- I thought you would miss your train.
- I thought that you'd miss your train.
- I thought you'd miss your train.

Trenini kaçırdığını düşünüyordum.

- I thought you missed your train.
- I thought that you missed your train.

Mühendis trenini durdurdu.

The engineer brought the train to a stop.

Soyguncular posta trenini mahvetti.

Robbers wrecked the mail train.

7: 00 Trenini kaçırdım.

I missed the 7:00 train.

11:00 trenini yakalayacağım.

I'm catching the 11:00 train.

O, trenini kaçırmış olabilir.

She may have missed her train.

Ben 09.00 trenini yakalayacağım.

I will catch the 9:00 train.

O, 8.30 trenini kaçırdı.

He missed the 8:30 train.

Tom muhtemelen trenini kaçırdı.

Tom probably missed his train.

Tom trenini kaçırmış olabilir.

- Tom may have missed his train.
- Maybe Tom missed his train.

Belki Tom trenini kaçırdı.

Maybe Tom missed his train.

İstasyona vardığında, trenini gitmiş buldu.

Arriving at the station, he found his train gone.

9:20 trenini güçlükle yakaladım.

I barely made the 9:20 train.

7:00 trenini kaçırmış olabilir.

She may have missed the 7:00 train.

Lunapark hızlı trenini sever misin?

Do you like roller coasters?

Tom üç dakikayla trenini kaçırdı.

Tom missed his train by three minutes.

Acele et ve trenini hâlâ yakalayabilirsin.

Hurry up and you can still catch your train.

O, gecenin son trenini henüz kaçırdı.

She just missed the last train of the night.

Jim yedi trenini kaçırmış gibi görünüyordu.

It seemed that Jim had missed the seven o'clock train.

Tom koşuyor çünkü trenini kaçırmak istemiyor.

- Tom runs because he does not want to miss his train.
- Tom is running because he doesn't want to miss his train.

Bu sabah beş dakikayla 8.30 trenini kaçırdım.

This morning I missed the 8:30 train by five minutes.

O sekiz trenini yakalamak için acele ediyor.

He is in a hurry to catch the eight o'clock train.

İstasyona giden bütün yolu koşarak 8 trenini yakalayabildim.

I managed to catch the 8 o'clock train by running all the way to the station.

Bisikletimin patlak bir lastiği vardı, bu yüzden yedi trenini kaçırdım.

My bicycle had a flat tire, so I missed the seven o'clock train.

Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, aksi halde Miami trenini kaçıracağız.

We must leave the hotel before 10 a.m., otherwise we will miss the train for Miami.