Translation of "Kaçırdı" in English

0.011 sec.

Examples of using "Kaçırdı" in a sentence and their english translations:

Anlaşmayı kaçırdı.

He blew the deal.

Bakışını kaçırdı.

He averted his gaze.

Gözlerini kaçırdı.

- She averted her eyes.
- He avoided her eyes.

- Az önce treni kaçırdı.
- Şimdi treni kaçırdı.

He just missed the train.

Tom partiyi kaçırdı.

Tom missed the party.

O, fırsatı kaçırdı.

- He's missed the boat.
- She's missed the boat.

O, uçuşunu kaçırdı.

She missed her flight.

O, uçağını kaçırdı.

He missed his flight.

Persephone'u kim kaçırdı?

Who abducted Persephone?

O bakışlarını kaçırdı.

- She turned her eyes away.
- She looked away.

Onlar duraklarını kaçırdı.

They missed their stop.

O, şansını kaçırdı.

She missed her chance.

O bunu kaçırdı.

She has missed this.

Onlar bunu kaçırdı.

They have missed this.

O treni kaçırdı.

She missed the train.

Tom otobüsü kaçırdı.

Tom missed the bus.

Tom onu kaçırdı.

Tom missed it.

Tom, Mary'yi kaçırdı.

Tom kidnapped Mary.

Tom treni kaçırdı.

Tom missed the train.

Tom durağını kaçırdı.

Tom missed his stop.

Tom uçağını kaçırdı.

Tom missed his flight.

Tom fırsatını kaçırdı.

Tom missed his chance.

O, dersi kaçırdı.

He missed class.

Leyla esrar kaçırdı.

Layla smuggled cannabis.

Sami randevuyu kaçırdı.

Sami missed the appointment.

Tom gözlerini kaçırdı.

Tom averted his eyes.

Son otobüsü kaçırdı.

He missed the last bus.

Tom dersi kaçırdı.

Tom missed class.

Bill ilk topu kaçırdı.

Bill missed the first ball.

O, kediyi korkutup kaçırdı.

She scared the cat away.

Belki de treni kaçırdı.

Perhaps he missed the train.

O, sırrı ağzından kaçırdı.

She let the secret out.

O son treni kaçırdı.

He missed the last train.

Son teslim tarihini kaçırdı.

She missed the deadline.

O, son treni kaçırdı.

She missed the last train.

Önemli bir randevuyu kaçırdı.

He missed an important appointment.

Tom ağzından laf kaçırdı.

Tom let the secret out.

Köpek çocukları korkutup kaçırdı.

The dog frightened the children away.

O sadece otobüsü kaçırdı.

He just missed the bus.

Tom terfi fırsatını kaçırdı.

Tom missed the opportunity for a promotion.

Tom bugün dersi kaçırdı.

- Tom missed class today.
- Tom skipped class today.

Onlar ilk treni kaçırdı.

They missed the early train.

Tom her şeyi kaçırdı.

Tom missed the whole thing.

Tom bunu nasıl kaçırdı?

How did Tom miss this?

Kahretsin! Beni yine kaçırdı.

Damn it! He's escaped me again.

Tom son treni kaçırdı.

Tom missed the last train.

Tom kuşları korkutup kaçırdı.

Tom scared the birds away.

Tom kurtları korkutup kaçırdı.

Tom scared the wolves away.

O, 8.30 trenini kaçırdı.

He missed the 8:30 train.

Tom muhtemelen trenini kaçırdı.

Tom probably missed his train.

Fadıl, Dania'nın köpeğini kaçırdı.

Fadil kidnapped Dania's dog.

Leyla kurtulma şansını kaçırdı.

Layla missed a chance of rescue.

Sanırım Tom treni kaçırdı.

- I think Tom missed the train.
- I think that Tom missed the train.

Sami, Leyla'nın kızını kaçırdı.

Sami kidnapped Layla's daughter.

Jim bir uçak kaçırdı.

Jim highjacked a plane.

Sami, Leyla'nın gülümsemesini kaçırdı.

Sami missed Layla's smile.

Belki Tom trenini kaçırdı.

Maybe Tom missed his train.

Sami ilk otobüsü kaçırdı.

Sami missed the first bus.

Sami yanlışlıkla durağını kaçırdı.

Sami accidentally missed his stop.

Terfi etme fırsatını kaçırdı.

He missed the opportunity for a promotion.

Trafik kazasından dolayı treni kaçırdı.

He missed the train because of the traffic accident.

O, bir dakikayla treni kaçırdı.

He missed the train by a minute.

Ünlü şarkıcıyı görme fırsatını kaçırdı.

She missed her chance to see the famous singer.

Onlar iyi bir fırsat kaçırdı.

They missed a good chance.

Bir dakika ile treni kaçırdı.

He missed the train by one minute.

O son teslim tarihini kaçırdı.

- He missed the deadline.
- She missed the deadline.

Tom son teslim tarihini kaçırdı.

Tom missed the deadline.

Aşırı uçlar başkanın karısını kaçırdı.

Extremists kidnapped the president's wife.

Tom kıl payı treni kaçırdı.

Tom just missed the train.

Tom çıkışı kaçırdı ve kayboldu.

Tom missed the exit and got lost.

O az önce treni kaçırdı.

She just missed the train.

Onlar az önce treni kaçırdı.

They just missed the train.

Tom az önce otobüsü kaçırdı.

Tom just missed the bus.

Tom o fırsatı neredeyse kaçırdı.

Tom nearly missed that opportunity.

Tom üç dakikayla trenini kaçırdı.

Tom missed his train by three minutes.

Sami bir treni daha kaçırdı.

Sami missed another train.

Tom üç dakikayla treni kaçırdı.

Tom missed the train by three minutes.

Tom uyuyakaldı ve otobüsünü kaçırdı.

Tom overslept and missed his bus.

Sami, fidye için insanları kaçırdı.

Sami kidnapped people for ransom.

Sami başka bir kızı kaçırdı.

Sami kidnapped another girl.

Tom az önce otobüsünü kaçırdı.

Tom just missed his bus.

Tom önemli bir toplantıyı kaçırdı.

Tom missed an important meeting.

Sami, videonun ilk bölümünü kaçırdı.

Sami missed the first part of the video.

Tom bir şey kaçırdı mı?

Did Tom miss something?

Belki de Tom otobüsünü kaçırdı.

Maybe Tom missed his bus.

Çok konuşup sırrı ağzından kaçırdı.

He talked too much and let the secret slip.

Uyuyakalıp genelde bindiği otobüsü kaçırdı.

He overslept and missed the bus he usually rides.

- Ok hedefini kaçırdı.
- Ok hedefini ıskaladı.
- Ok, hedefini kaçırdı.
- Ok, hedefini vuramadı.

The arrow missed its target.

Bir dakika ile son treni kaçırdı.

He missed the last train by a minute.

Halen gelmedi. Belki de treni kaçırdı.

He has not come yet. He may have missed the train.

- Onlar beni kaçırdı.
- Onlar beni kaçırdılar.

They kidnapped me.

Tom otobüste uyuyakaldı ve durağını kaçırdı.

Tom fell asleep on the bus and missed his stop.

Tom çok fazla defalarca işi kaçırdı.

Tom has missed work way too many times.

Tom birkaç küçük ayrıntıyı gözden kaçırdı.

Tom overlooked a few minor details.

Tom uyuyakaldı ve filmin sonunu kaçırdı.

Tom fell asleep and missed the end of the movie.