Translation of "Tabağındaki" in English

Tabağındaki nedir?

What's on your plate?

Tabağındaki her şeyi ye.

Eat everything on your plate.

Tom tabağındaki her şeyi yedi.

Tom ate everything on his plate.

Tom tabağındaki her şeyi bitirdi.

Tom finished everything on his plate.

O, tabağındaki her şeyi yedi.

He ate everything that was on his plate.

Tom çatalıyla tabağındaki yemekle oynadı.

Tom played with the food on his plate with his fork.

Oğluna tabağındaki tüm yemeği bitirtti.

He made sure that his son ate everything on his plate.

Köpek tabağındaki her şeyi çabucak yedi.

The dog quickly ate everything in its dish.

Tom tabağındaki her şeyi yedi mi?

Did Tom eat everything on his plate?

Tom'un tabağındaki her şeyi yemeyeceğini düşündüm.

- I thought Tom wouldn't eat everything on his plate.
- I thought that Tom wouldn't eat everything on his plate.

Tabağındaki her şeyi yesen iyi olur.

You'd better eat everything that's on your plate.

Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

Mary used her fork to play with the food on her plate.

Tom gerçekten tabağındaki her şeyi yiyebildi mi?

Was Tom really able to eat everything on his plate?

Tom Mary'ye tabağındaki her şeyi yemesini söyledi.

Tom told Mary to eat everything on her plate.

Tom oğluna tabağındaki her şeyi yemesi gerektiğini söyledi.

Tom told his son that he had to eat everything that was on his plate.

Tabağındaki her şeyi ye yoksa herhangi bir tatlı almayacaksın.

Eat everything on your plate, or you won't get any dessert.

Dünyada acından ölen çocuklar olduğu için tabağındaki tüm yiyeceği ye.

Eat all the food on your plate because there are starving children in the world.

Tom tabağındaki her şeyi yedikten sonra, Mary'ye onun salatasını yiyebilip yiyemeyeceğini sordu.

After Tom had eaten everything on his plate, he asked Mary if he could eat her salad.