Translation of "Susan" in English

0.006 sec.

Examples of using "Susan" in a sentence and their english translations:

Susan kedileri sever.

- Susan likes cats.
- Susan, she likes cats.

Merhaba, Susan. Nasılsın?

Hi, Susan. How are you?

Ben Susan Greene.

I'm Susan Greene.

Susan dehşete kapılmıştı.

Susan was terrified.

Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

Susan shined her father's shoes.

Susan bir İngiliz adıdır.

Susan is an English name.

Susan iyi bir aşçıdır.

Susan is a good cook.

Susan hiç sigara içmez.

Susan never smokes.

Susan müzik dinlemekten hoşlanır.

Susan enjoys listening to music.

Susan gerçekten annesine çekmiş.

Susan really takes after her mother.

Susan, konuklarını kapıda karşıladı.

Susan greeted her guests at the door.

Susan Ramirez burada yaşamıyor.

Susan Ramirez doesn't live here.

Susan benden iki yaş büyük.

Susan is older than me by 2 years.

Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.

Susan found out where the puppy had come from.

Susan o zaman piyano çalmıyordu.

Susan was not playing the piano then.

Susan, Amerikan tarihi bölümünde okuyor.

Susan is majoring in American history.

Susan bir saat önce ayrıldı.

Susan left an hour ago.

Susan gelmeyebilir, ama Betty kesinlikle gelecek.

Susan may not come, but Betty certainly will.

Susan, Jill için bir elbise yaptı.

Susan made a dress for Jill.

John ile konuşan kıza Susan denir.

The girl talking with John is called Susan.

Susan benden iki yaş daha büyük.

Susan is two years older than me.

Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.

Susan, Juan's sister, is very intelligent.

Peter İngilizdir. Susan da İngiliz midir?

Peter is English. Is Susan English, too?

Kız kardeşim Susan her sabah erkenden kalkar.

My sister Susan gets up early every morning.

Susan Greene ... sen Hollandalı bir kadın mısın?

Susan Greene... are you a Dutch woman?

- Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi.
- Suzan yaz tatilini anneannesinde geçirdi.
- Susan yaz tatilini babaannesinde geçirdi.

Susan spent the summer vacation at her grandmother's.

Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.

Susan broke the dish on purpose to show her anger.

"Şu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevaplar Susan.

"That's cheaper than a new hat," Susan answers.

Susan "bu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevapladı.

"This is cheaper than a new hat", Susan answered.

Susan filmin komik olduğunu düşündü, ancak bir kez yeterliydi.

Susan thought the film was hilarious, but one time was enough.

O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.

She lives a block away and her name is Susan.

Susan ve Betty severim ama Susan'ın daha hoş olduğunu düşünüyorum.

I like both Susan and Betty, but I think Susan is the nicer.

Susan bir kuş kadar yer ve yemeğinin çoğunu tabakta bırakır.

Susan eats like a bird and leaves most of the food on her plate.

Hem Susan'ı hem de Betty'yi severim fakat sanırım Susan ikisinin daha güzel olanıdır.

I like both Susan and Betty, but I think Susan is the nicer of the two.

Susan ev işi yapmaktan nefret eder ama bu sabah annesine mutfakta yardım ediyor.

Susan hates doing housework, but this morning she's helping her mother in the kitchen.

Susan bir saat içinde parti için hazır olacak ve onu alması için birine ihtiyacı olacak.

Susan will be ready to the party in one hour and will need someone to pick her up.