Translation of "Sami'ye" in English

0.011 sec.

Examples of using "Sami'ye" in a sentence and their english translations:

Leyla, Sami'ye dayanamadı.

Layla couldn't stand Sami.

Leyla, Sami'ye güveniyordu.

Layla trusted Sami.

Leyla, Sami'ye sadıktı.

Layla was loyal to Sami.

Leyla, Sami'ye yalvarıyordu.

Layla was begging Sami.

Leyla, Sami'ye vurdu.

Layla struck Sami.

Leyla, Sami'ye inanmadı.

Layla didn't believe Sami.

Leyla, Sami'ye baktı.

Layla looked at Sami.

Jüri Sami'ye inanmadı.

The jury didn't believe Sami.

Sami'ye dikkat et.

Be careful with Sami.

Sami'ye işkence ediliyordu.

Sami was being tortured.

Sami'ye hakaret edildi.

Sami was insulted.

Sami'ye ayrı davranılıyordu.

Sami was treated differently.

- Leyla, Sami'ye ödeme yaptı.
- Leyla, Sami'ye para verdi.

Layla paid Sami.

- Bütün kızlar Sami'ye bayılıyordu.
- Bütün kızlar Sami'ye deli oluyordu.

All girls were crazy about Sami.

Sami'ye bir araba çarptı.

Sami was hit by a car.

Leyla mağazayı Sami'ye gösterdi.

Layla showed Sami around the store.

Leyla, Sami'ye derinden aşıktı.

Layla was deeply in love with Sami.

Leyla, Sami'ye ilaç veriyordu.

Layla was drugging Sami.

Leyla, Sami'ye ilaç verdi.

Layla drugged Sami.

Leyla parayı Sami'ye verdi.

Layla gave Sami the money.

Leyla, hikayesini Sami'ye anlattı.

Layla told her story to Sami.

Leyla, Sami'ye bakmayı sürdürdü.

Layla kept looking back at Sami.

Leyla, Sami'ye doğru yürüyordu.

Layla was walking towards Sami.

Leyla, Sami'ye çok bağımlıydı.

Layla was very dependent on Sami.

Leyla, Sami'ye yalan söyledi.

Layla lied to Sami.

O yalnız Sami'ye bağlı.

That depends on Sami alone.

Sami'ye bunlardan hiçbirini söylemedim.

I didn't tell Sami any of this.

Sami'ye Prozac reçete edildi.

Sami was prescribed Prozac.

Sami'ye çok iyi davranılıyor.

Sami is treated very well.

Sami'ye bir uyarı verildi.

Sami was given a warning.

- Leyla, Sami'ye işkence etmek istedi.
- Leyla, Sami'ye işkence yapmak istedi.

Layla wanted to torture Sami.

- Sami'ye yardım etmek için buradayız.
- Sami'ye yardımcı olmak için buradayız.

We're here to help Sami.

- Leyla her zaman Sami'ye yardım ediyordu.
- Leyla daima Sami'ye yardım ediyordu.

Layla was always helping Sami.

- Sami'ye bir yıl kısıtlama emri verildi.
- Sami'ye bir yıl sınırlama emri verildi.
- Sami'ye bir yıl yasaklama emri verildi.

Sami was granted a one-year restraining order.

Leyla, Sami'ye karşı çok cömertti.

Layla was very generous to Sami.

Leyla, Sami'ye yardım edebileceğine inanmıştı.

Layla had faith that she could help Sami.

Leyla, Sami'ye şantaj yapmakla suçlandı.

Layla was charged of blackmailing Sami.

Leyla bir bıçakla Sami'ye saldırdı.

Layla attacked Sami with a knife.

Leyla, Sami'ye arabayı durdurmasını emretti.

Layla ordered Sami to stop the car.

Leyla, Sami'ye bir çek verdi.

Layla gave Sami a check.

Leyla, Sami'ye doğru hareket etti.

Layla moved toward Sami.

Leyla, Sami'ye bir silah verdi.

Layla gave Sami a gun.

Leyla'nın Sami'ye aşık olduğunu düşünüyorum.

I think Layla was in love with Sami.

Sami'ye destek vermeye devam edeceğim.

I'll continue giving my support to Sami.

Sami'ye gitmesi için izin verildi.

Sami was allowed to leave.

Sami'ye "Beyefendi Soyguncu" adı verildi.

Sami was called the "Gentleman Robber."

Sami'ye kemik iliği nakli yapıldı.

Sami got a bone-marrow transplant.

Sami'ye sarhoş bir şoför çarptı.

Sami has just been hit by a drunk driver.

- Sami korkutuldu.
- Sami'ye gözdağı verildi.

Sami was intimidated.

Sami'ye altı ünite kan verildi.

Sami was given six units of blood.

Sami'ye artık onu yapmamasını söylemen gerekir.

You should tell Sami not to do that anymore.

Sami'ye Leyla'dan uzak durmasını söylemen gerekir.

You should tell Sami to keep away from Layla.

Sami'ye Leyla'dan özür dilemesi gerektiğini söyledim.

I told Sami that he should apologize to Layla.

Sami'ye karşı tanıklık etmeniz sizin yararınızadır.

It's in your best interest to testify against Sami.

Leyla, Sami'ye bir Çin heykeliyle vurdu.

Layla struck Sami with a Chinese statue.

Leyla, Sami'ye her şeyi itiraf etti.

Layla confessed everything to Sami.

Leyla, Sami'ye bir öpücük sözü verdi.

Layla promised Sami a kiss.

Leyla bir süredir Sami'ye hayranlık duyuyor.

Layla has been admiring Sami for a while.

Leyla bütün gece Sami'ye mesaj gönderdi.

Layla texted Sami all night.

Leyla, Sami'ye daha fazla para verdi.

Layla gave Sami more money.

Leyla, oğlu Sami'ye kötü biçimde davranıyordu.

Layla treated her son Sami poorly.

Sami'ye bazı kırılgan eşyalar teslim edildi.

Some fragile goods have been delivered for Sami.

Leyla çiçekler için Sami'ye teşekkür etti.

Layla thanked Sami for the flowers.

Sami'ye bir akıl hastalığı teşhisi konuldu.

Sami has beed diagnosed with a mental disorder.

Sami'ye kilisede bir yangın olduğu söylendi.

Sami was told there was a fire at the church.

Sami'ye ömür boyu hapis cezası verildi.

Sami was given a life sentence.

Sami'ye iki polis tarafından eşlik edildi.

Sami was escorted out by two policemen.

Sami'ye park yerinin nerede olduğunu gösterebilir misin?

Could you show Sami where the parking lot is?

Sami'ye verdiğim ayakkabılar onun için fazla küçüktü.

The shoes I gave Sami were too small for him.

Leyla, Sami'ye Fadıl'ı öldürmesi için para verdi.

Layla paid Sami to kill Fadil.

Leyla, Sami'ye pahalı bir saat satın aldı.

Layla bought Sami an expensive watch.

Leyla, Sami'ye küçük bir hediye satın aldı.

Layla bought Sami a little present.

Leyla, Sami'ye doğru ilerledi ve onu öptü.

Layla moved toward Sami and kissed him.

Leyla, Sami'ye hayatından bazı hikayeleri anlatmaya başladı.

Layla began to tell Sami some of the stories of her life.

İmam Sami'ye ücretsiz olarak bir Kuran verdi.

The imam gave Sami a copy of the Quran for free.

- Sami'ye gaz lazımdı.
- Sami'nin benzine ihtiyacı vardı.

Sami needed gas.

Sami'ye annesini ziyaret etmesi için izin verilmedi.

Sami was not permitted to visit his mother.

- Sami'ye gözlük lazımdı.
- Sami'nin gözlüğe ihtiyacı vardı.

Sami needed glasses.

Leyla, Sami'ye bir saat satın almaya karar verdi.

Layla decided to buy Sami a watch.

- Leyla, Sami'ye eşlik etti.
- Leyla, Sami'yle arkadaşlık etti.

Layla kept Sami company.

Sami'ye develer hakkında bildiği her şeyi Leyla öğretti.

Layla taught Sami everything he knows about camels.

Leyla kendi hayatını kurtarmak için bir baltayla Sami'ye vurdu.

Layla struck Sami with an ax to save her life.

Leyla, Salima'yi öldürmek için Sami'ye altı bin dolar verdi.

Layla gave Sami six thousand dollars to kill Salima.

Leyla'nın kefaleti Sami'ye sahip olduğu her şeye mal oldu.

Layla's bail cost Sami everything he had.

Leyla, Sami'ye bir daha asla görüşüp konuşmamaları gerektiğini söyledi.

Layla told Sami that they should never see or talk to each other again.

Leyla, Sami'ye yardım etmek için elinden gelen her şeyi yaptı.

Layla did everything she could to help Sami.

- Sami'ye Leyla'dan bir telefon geldi.
- Sami, Leyla'dan bir çağrı aldı.

Sami received a call from Layla.

- Leyla yakın mesafeden Sami'yi vurdu.
- Leyla yakın mesafeden Sami'ye ateş etti.

Layla shot Sami at close range.

- Leyla, Sami'ye biraz kafa tutmaya çalıştı.
- Leyla, Sami'yi biraz kışkırtmaya çalıştı.

Layla tried to antagonize Sami a little bit.

Leyla, Sami için açık bir kitaptı. Leyla kendi hakkındaki her şeyi Sami'ye anlattı.

Layla was an open book for Sami. She told him everything about her.

- Sami çok kötü bir şekilde ihanete uğradı.
- Sami'ye çok kötü bir şekilde ihanet edildi.

Sami was betrayed in a very bad way.