Translation of "Jüri" in English

0.010 sec.

Examples of using "Jüri" in a sentence and their english translations:

Jüri düşünüyor.

The jury is deliberating.

Jüri karara varamadı.

The jury is hung.

Jüri sarsılmış görünüyordu.

The jury looked shocked.

Jüri görevim var.

I have jury duty.

Jüri şimdi görüşüyor.

The jury is now deliberating.

Jüri geri döndü.

The jury is back.

Jüri Sami'ye inanmadı.

The jury didn't believe Sami.

Sami jüri odasındaydı.

Sami was in the jury room.

Jüri Tom'a inanmadı.

The jury didn't believe Tom.

Jüri bir karara vardı.

- The jury has agreed upon a verdict.
- The jury has reached a verdict.

Jüri henüz karar vermedi.

The jury hasn't yet made a decision.

Jüri Tom'u suçlu bulmadı.

The jury found Tom not guilty.

Jüri, Dan'ın hikayesine inanmadı.

The jury didn't buy Dan's story.

Jüri sanığı suçlu buldu.

The jury found the defendant guilty.

Jüri hiçbir merhamet göstermedi.

The jury showed no mercy.

Jüri, Tom'u suçlu buldu.

The jury found Tom guilty.

Sami jüri önünde durdu.

Sami stood in front of the jury.

Jüri adamı cinayetten suçlu buldu.

The jury found the man guilty of murder.

On ikinci jüri üyesi eksik.

The twelfth juror is missing.

Jüri üyeleri mahkeme salonuna geldi.

The jurors came into the courtroom.

Jüri müzakereleri pazartesi günü başlayacak.

Jury deliberations will begin Monday.

Jüri pazartesi günü görüşmeye başlayacak.

- The jury began deliberating Monday.
- The jury began deliberating on Monday.

Jüri bir karara vardı mı?

Has the jury reached a verdict?

Jüri Tom'un suçlu olduğunu söyledi.

The jury said Tom was guilty.

Büyük jüri Tom'u cinayetle suçladı.

The grand jury indicted Tom for murder.

Jüri üç gün boyunca düşündü.

The jury deliberated for three days.

Jüri seçimi pazartesi günü başlıyor.

Jury selection begins Monday.

Jüri henüz bir karara varmadı.

The jury hasn't reached a verdict yet.

Sami bunu jüri üyelerine söyledi.

Sami told that to the jurors.

Bir resim yarışmasında jüri üyesiydi.

He was a judge in an art contest.

Onu bir jüri üyesi olarak kaydettiler.

They enrolled him as a jury member.

Jüri henüz bir karara vardı mı?

Has the jury reached a verdict yet?

Biz, jüri, cinayetten suçlu sanığı buluruz.

We, the jury, find the defendant guilty of murder.

O, mahkemede yargıç ve jüri önünde durdu.

She stood in the court before judge and jury.

Jüri, Samsung'un Apple'ın patentini ihlal ettiğini öğrendi.

The jury found that Samsung had infringed upon Apple's patents.

Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi.

The grand jury decided not to indict the police officer.

Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.

A jury convicted Layla for twenty years in jail.

Fadıl suçları için bir jüri karşısına çıktı.

Fadil faced a jury for his crimes.

Sami'nin avukatı, jüri onu suçsuz bulduğunda şaşırmadı.

Sami's lawyer was not surprised when the jury found him not guilty.

Büyük jüri onu herhangi bir suçtan suçlu bulmadı.

A grand jury found him not guilty of any crime.

Büyük jüri onu hiçbir şeyden suçlu olmadığına hükmetti.

A grand jury found him not guilty of any crime.

Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

The verdict is something only a jury can decide.

Sami'nin adına lobi yapan birçok jüri üyesi vardı.

Sami had many jurors lobbying on his behalf.

Sami'nin avukatı, jüri üyelerine polislerin yanlış kişiyi tutukladığını söyledi.

Sami's lawyer told the jurors that cops arrested the wrong person.

Sami'nin avukatı jüri üyelerinin zihinlerinde mantıklı şüphe yaratmak istiyordu.

Sami's lawyer wanted to create reasonable doubt in the minds of the jurors.