Translation of "Planladıklarını" in English

Ne planladıklarını düşünüyorsun?

What do you think they're planning?

Onlar Boston'da yaşamayı planladıklarını duyurdular.

They announced that they were planning to live in Boston.

Onların başka ne yapmayı planladıklarını düşünüyorsun?

What else do you think they're planning to do?

Tom ve Mary'nin evlenmeyi planladıklarını duydum.

I heard that Tom and Mary are planning to get married.

Tom ve Mary gitmeyi planladıklarını söyledi.

- Tom and Mary said they planned to go.
- Tom and Mary said they planned on going.
- Tom and Mary said that they planned on going.

Bütün o parayla ne yapmayı planladıklarını düşünüyorsun?

What do you think they're planning to do with all that money?

Tom ve Mary'nin niçin boşanmayı planladıklarını sanıyorsun?

Why do you think Tom and Mary are planning to get divorced?

Tom ve Mary herkese Boston'da yaşamayı planladıklarını söylediler.

- Tom and Mary told everyone they were planning to live in Boston.
- Tom and Mary told everybody they were planning to live in Boston.

Tom ve Mary henüz evlenmeyi planladıklarını kimseye söylememişler.

Tom and Mary haven't yet told anyone they plan to get married.

Tom ve Mary'nin bunu birlikte yapmayı planladıklarını biliyorum.

- I know that Tom and Mary are planning to do that together.
- I know that Tom and Mary are planning on doing that together.
- I know Tom and Mary are planning on doing that together.
- I know Tom and Mary are planning to do that together.

Kimse bize Tom ve Mary'nin evlenmeyi planladıklarını söylemedi.

Nobody told us Tom and Mary were planning to get married.

Tom ve Mary bana ne yapmayı planladıklarını söylemezlerdi.

Tom and Mary wouldn't tell me what they planned to do.

Tom ve Mary'nin Boston'a ne zaman gitmeyi planladıklarını bilmiyorum.

I don't know when Tom and Mary plan to go to Boston.

- Tom, o ve Mary'nin önümüzdeki yıl Avustralya'yı ziyaret etmeyi planladıklarını söyledi.
- Tom, Mary'yle önümüzdeki yıl Avustralya'yı ziyaret etmeyi planladıklarını söyledi.

Tom said that he and Mary were planning to visit Australia next year.

Tom o ve Mary'nin gelecek yaz Boston'a gitmeyi planladıklarını söyledi.

Tom said that he and Mary are planning to go to Boston next summer.

Tom Mary'nin John ve Alice'in boşanmayı planladıklarını bilip bilmediğini merak ediyordu.

Tom wondered if Mary knew John and Alice were planning on getting divorced.

Tom kendisinin ve arkadaşlarının gelecek hafta sonu kampa gitmeyi planladıklarını söyledi.

- Tom said he and his friends were planning to go camping next weekend.
- Tom said that he and his friends were planning to go camping next weekend.

Hem Tom'un hem de Mary'nin ekim ayında emekli olmayı planladıklarını duyuyorum.

- I hear that both Tom and Mary are planning to retire in October.
- I hear that Tom and Mary are both planning to retire in October.

Tom ve Mary'nin her ikisinin de ekim ayında emekli olmayı planladıklarını duyuyorum.

- I hear that both Tom and Mary are planning to retire in October.
- I hear that Tom and Mary are both planning to retire in October.

Tom bana o ve Mary'nin bu gelen hafta sonunda sahile gitmeyi planladıklarını söyledi.

- Tom told me that he and Mary were planning on going to the beach this coming weekend.
- Tom told me he and Mary were planning on going to the beach this coming weekend.