Translation of "Giyip" in English

Tom paltosunu giyip çıktı.

- Tom put on his coat and left.
- Tom put his coat on and left.

Tom mantosunu giyip gitti.

Tom put on his coat and left.

Tom pijamalarını giyip yatağa uzandı.

Tom put on his pajamas and climbed into bed.

Sami bazı giysileri giyip dışarı çıktı.

Sami threw on some clothes and went out.

İş için takım elbise giyip kravat takmam gerekiyor.

I am required to wear a suit and tie to work.

- Tom şapkasını giyip gitti.
- Tom şapkasını takıp çıktı.

- Tom put on his hat and left.
- Tom put his hat on and left.

Sessizce üstünü giyip parmak uçlarına basarak odadan çıktı.

He slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room.

Kadın elbisesi giyip peruk takmış bir adam o.

That guy is a man in women's clothing with a wig.

Tom'un ona verdiğim yeni gömleği giyip giymeyeceğini öğrenmek istiyorum.

- I want to find out if Tom is going to wear the new shirt I gave him.
- I want to find out if Tom is going to wear the new shirt that I gave him.

- Tom ceketini giydi ve dışarı çıktı.
- Tom ceketini giyip dışarı çıktı.

Tom put on his jacket and went out.

Sen bir çocuk olarak lastik çizmelerini giyip su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi hiç?

Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?