Translation of "Oynadığını" in English

0.004 sec.

Examples of using "Oynadığını" in a sentence and their english translations:

Satranç oynadığını bilmiyordum.

- I didn't know you played chess.
- I didn't know that you played chess.

Tenis oynadığını gördüm.

I've seen you play tennis.

Tom'un tenis oynadığını gördüm.

I saw Tom play tennis.

Onun beyzbol oynadığını gördüm.

I saw him play baseball.

Biz çocukların oynadığını gördük.

- We watched the children play.
- We saw the children playing.

Onların basketbol oynadığını gördüm.

I saw them play baseball.

Onların tenis oynadığını gördüm.

I saw them play tennis.

Onun tenis oynadığını gördüm.

I saw him play tennis.

Tom'un iyi oynadığını düşünüyorum.

- I think Tom played well.
- I think that Tom played well.

Tom'un tenis oynadığını bilmiyordum.

I didn't know Tom played tennis.

Tom'un golf oynadığını fark etmedim.

- I didn't realize Tom played golf.
- I didn't realize that Tom played golf.

Tom'un golf oynadığını görmek istiyorum.

I want to see Tom play golf.

Sadece Tom'un oynadığını izlemeyi seviyorum.

I just love to watch Tom play.

Rüyamda bir bebeğin bıçakla oynadığını gördüm.

I had a dream where a baby was playing with a knife.

Onun onların hepsiyle iskambil oynadığını gördüm.

I saw him playing cards with all of them.

Cumartesi günü hep futbol oynadığını düşündüm.

- I thought you always played football on Saturday.
- I thought that you always played football on Saturday.

Keiko'nun okuldan sonra tenis oynadığını gördüm.

I saw Keiko playing tennis after school.

Baktığın her yerde çocukların oynadığını görebilirsin.

Everywhere you look you can see children playing.

Tom, Mary'nin beyzbol oynadığını hiç görmedi.

Tom has never seen Mary play baseball.

Tom ve Mary'nin domino oyunu oynadığını gördüm.

I saw Tom and Mary playing a game of dominoes.

Tom'a ne kadar sıklıkla tenis oynadığını sordum.

I asked Tom how often he played tennis.

Ne kadar çok oyun oynadığını bilsen şaşarsın.

You'd be amazed how much time he spends playing games.

Önümüzdeki cumartesi hangi filmlerin oynadığını kontrol eder misin?

Could you check what movies are playing next Saturday?

Tom pencereden dışarı baktı ve Mary'nin köpeğiyle oynadığını gördü.

Tom looked out the window and saw Mary playing with her dog.

Onun bir kedinin bir fareyle oynadığı gibi oynadığını biliyoruz.

We know that he was playing like a cat with a mouse.

Tom Mary'ye en son ne zaman tenis oynadığını sordu.

Tom asked Mary when the last time she played tennis was.

Tom'a onun ve Mary'nin birlikte ne sıklıkla tenis oynadığını sordum.

I asked Tom how often he and Mary played tennis together.