Translation of "Olmayacağından" in English

0.006 sec.

Examples of using "Olmayacağından" in a sentence and their english translations:

Tom'un olmayacağından şüpheliyim.

- I doubt Tom will be absent.
- I doubt that Tom will be absent.

Bunun olmayacağından eminim.

- I'm sure that won't happen.
- I'm sure that that won't happen.

Bunun olmayacağından emin olabilirim.

I can make sure that doesn't happen.

Onun gerekli olmayacağından eminim.

I'm sure that won't be necessary.

Hiçbir sorun olmayacağından eminim.

I'm sure there'll be no problem.

Onun olmayacağından emin olmalıyız.

We've got to make sure that doesn't happen.

Hiç sorunun olmayacağından eminim.

I'm sure you won't have any problems.

Ona ihtiyacın olmayacağından şüpheliyim.

- I suspect you won't need that.
- I suspect that you won't need that.

Tom'un evde olmayacağından eminim.

I'm sure Tom won't be home.

Tom'un gergin olmayacağından eminim.

I'm sure Tom won't be nervous.

Bunun olmayacağından oldukça eminim.

- I'm fairly certain that's not going to happen.
- I'm fairly certain that isn't going to happen.
- I'm fairly certain that that isn't going to happen.
- I'm fairly certain that that's not going to happen.

Bir dünya savaşı olmayacağından eminim.

I'm confident that there won't be a world war.

Tom'un burada olmayacağından emin misin?

Are you sure Tom won't be here?

Tom'un meşgul olmayacağından emin misin?

Are you sure Tom won't be busy?

Bunun tekrar olmayacağından emin olabilirim.

I can make sure that doesn't happen again.

Ben onun olmayacağından emin olacağım.

I'm going to make sure that won't happen.

Onun tekrar olmayacağından emin olacağım.

I'll make sure that doesn't happen again.

Böyle şeylerin Tom'a olmayacağından eminim.

I bet stuff like this doesn't happen to Tom.

Onun olmayacağından kesinlikle emin misin?

- Are you absolutely certain that's not going to happen?
- Are you absolutely certain that that's not going to happen?
- Are you absolutely certain that that isn't going to happen?
- Are you absolutely certain that isn't going to happen?

Herhangi bir sorun olmayacağından eminim.

I'm sure there won't be any problem.

Bunun olmayacağından emin olmak istiyorum.

I want to make sure that doesn't happen.

Ben onun olmayacağından oldukça eminim.

- I'm pretty certain that won't happen.
- I'm pretty certain that that won't happen.

Tom'un burada olmayacağından oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom won't be here.

Bundan asla pişman olmayacağından eminim.

I'm sure you'll never regret it.

Onu yapmanın zor olmayacağından eminim.

- I'm sure it won't be hard to do that.
- I'm sure it won't be difficult to do that.
- I'm sure that it won't be hard to do that.
- I'm sure that it won't be difficult to do that.

Tom'un hazır olup olmayacağından şüpheliyim.

I doubt if Tom will be ready.

Tom'un Mary'nin evinde olmayacağından eminim.

I'm sure Tom won't be at Mary's.

Hiçbir şey olmayacağından emin misin?

Are you sure nothing's going to happen?

Onun olup olmayacağından emin değilim.

I'm not sure whether that'll happen or not.

Tom'un burada olmayacağından oldukça emin görünüyorsun.

You seem pretty certain that Tom won't be here.

Tom Mary'nin orada olmayacağından oldukça emin.

Tom is pretty sure that Mary won't be there.

Bunun benim işime mal olmayacağından eminim.

I'm sure this won't cost me my job.

Tom'a bir şey olmayacağından emin ol.

- Make sure nothing happens to Tom.
- Make sure that nothing happens to Tom.

Tom'a bir şey olmayacağından emin olacağım.

I'll make sure nothing happens to Tom.

Sadece onun tekrar olmayacağından emin ol.

Just make sure that doesn't happen again.

Tom'un bu akşam burada olmayacağından eminim.

I'm pretty sure Tom won't be here this evening.

Onun faydası olup olmayacağından emin değilim.

- I'm not sure if that will help.
- I'm not sure if that'll help.

Onun tekrar olmayacağından emin olmak zorundayız.

We have to make sure that doesn't happen again.

Tom'un Mary'nin partisinde olmayacağından oldukça eminim.

- I'm pretty sure Tom isn't going to be at Mary's party.
- I'm pretty sure Tom won't be at Mary's party.

Onu yapmanın çok kolay olmayacağından eminim.

- I'm sure it won't be easy to do that.
- I'm sure that it won't be easy to do that.

Tom'un orada olup olmayacağından emin değilim.

I'm not sure whether Tom will be there or not.

Tom'a bir şey olmayacağından emin olmak istiyorum.

I want to make sure nothing will happen to Tom.

Tom bunun ona olmayacağından emin olmak istiyor.

Tom wants to make sure that doesn't happen to him.

Sadece bunun tekrar olmayacağından emin olmak istiyorum.

I just want to make sure that doesn't happen again.

Tom bunun tekrar olmayacağından emin olmak istiyor.

- Tom wants to make sure that that doesn't happen again.
- Tom wants to make sure that doesn't happen again.

Sistemimize kimin saldırdığını bulmanın zor olmayacağından eminim.

I'm sure it wouldn't be too hard to find out who hacked into our system.

Onun tekrar olmayacağından emin olmak için buradayız.

We're here to make sure that doesn't happen again.

Tom'un bu gece burada olmayacağından oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom won't be here tonight.

Tom ile anlaşmanın zor olup olmayacağından şüpheliyim.

I doubt if Tom will be difficult to get along with.

Böyle bir şeyin olmayacağından emin olmak sana kalmış.

It is up to you to see to it that such a thing doesn't happen.

Tom'un o kadar çok ödemeye istekli olmayacağından eminim.

I'm sure Tom won't be willing to pay that much.

Tom'un geç saatlere kadar çalışmaya istekli olmayacağından eminim.

I'm sure Tom won't be willing to work late.

Bunun bana veya aileme olmayacağından nasıl emin olabilirim?

How can I make sure that this won't happen to me or my parents?

Tekrar olmayacağından emin olmak için ne gerekiyorsa yapacağım.

I'll do whatever it takes to make sure it doesn't happen again.

Tom'u bunun bir daha olmayacağından çok emin kılan nedir?

What makes Tom so sure that this won't happen again?

O uygulamayı nasıl kullanacağımı öğrenmenin çok zor olmayacağından eminim.

I'm sure it wouldn't be too hard to learn how to use that application.

- Tom'un sonuncu olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un sonuncu olacağını sanmıyorum.

I doubt if Tom will be last.

- Tom'un umutsuz olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un umutsuzluğa düşeceğini sanmıyorum.

I doubt if Tom will be desperate.

- Tom'un meraklı olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un merak edeceğini sanmıyorum.

I doubt if Tom will be curious.

- Tom'un yalnız olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un yalnız olacağını sanmıyorum.

I doubt if Tom will be lonely.

Tom, bunun bir daha olmayacağından emin olmak için burada.

Tom is here to make sure that doesn't happen again.

Yaşamak için başka bir yer bulmanın çok zor olmayacağından eminim.

I'm sure it wouldn't be too hard to find another place to live.

Tom, bir daha olmayacağından emin olmak için elinden geleni yapıyor.

Tom is doing all he can to make sure it doesn't happen again.

İstediğin şeyin otuz dolardan daha fazlasına mal olmayacağından oldukça emin değilim.

I'm pretty sure that what you want won't cost more than thirty dollars.

- Bunu yapmanın zor olup olmayacağından şüpheliyim.
- Bunu yapmanın güç olacağını sanmıyorum.

- I doubt if doing that will be hard.
- I doubt if doing that will be difficult.

- Bunu yapmanın kolay olup olmayacağından şüpheliyim.
- Bunu yapmanın kolay olacağını sanmıyorum.

I doubt if doing that will be easy.

- Tom'un bunu yapmaya istekli olup olmayacağından şüpheliyim.
- Tom'un bunu yapmaya istekli olacağını sanmıyorum.

I doubt if Tom would be willing to do that.