Translation of "Mutfaktaki" in English

Mutfaktaki musluk damlıyor.

- The tap in the kitchen is dripping.
- The faucet in the kitchen is dripping.

Gel, mutfaktaki meyveleri ye.

Come, eat the fruits in the kitchen.

Mutfaktaki bu dağınıklıktan kim sorumlu?

Who's responsible for this mess in the kitchen?

Mutfaktaki her şey güzel kokuyor.

Everything smells good in the kitchen!

Kutuyu mutfaktaki masanın üzerine koy.

Put the box on the table in the kitchen.

Küçük mutfaktaki masada birlikte yedik.

We ate together at the table in the small kitchen.

- Mutfaktaki kim?
- Kim var mutfakta?

- Who's in the kitchen?
- Who is in the kitchen?

Mutfaktaki musluk damlatıyor gibi görünüyor.

It sounds like the faucet in the kitchen is dripping.

Küçük mutfaktaki masada birlikte yemek yedik.

We ate together at the table in the small kitchen.

Tom şu an mutfaktaki camları yıkıyor.

Tom is washing the windows in the kitchen right now.

Mutfaktaki pastırma sırasında e önde olmak için

He would leave a trail of carnage

Mutfaktaki bir adam, oldukça nadir bir görüntüdür.

A man in the kitchen is quite an uncommon sight.

- Mutfaktaki tuhaf bir koku fark etti.
- Mutfakta garip bir koku fark etti.

She noticed a strange smell in the kitchen.