Translation of "Müzikten" in English

0.006 sec.

Examples of using "Müzikten" in a sentence and their english translations:

Ben müzikten hoşlanırım. Sen müzikten hoşlanır mısın?

I like music. Do you like music?

Nancy müzikten hoşlanır.

Nancy likes music.

Klasik müzikten hoşlanırım!

I do like classical music!

O müzikten anlar.

She understands music.

Babam müzikten hoşlanmıyor.

My dad is not fond of music.

Babam müzikten hoşlanmaz.

- My father doesn't like music.
- My father does not like music.

Hangi müzikten hoşlanırsın?

What music do you like?

Müzikten nefret ediyorum.

I hate music.

Ben müzikten anlamıyorum.

I don't understand music.

Pop müzikten hoşlanıyorum.

I like pop music.

Melanie müzikten hoşlanır.

Melanie likes music.

Biz müzikten hoşlanırız.

We like music.

Ben müzikten etkilendim.

I was moved by the music.

Tom müzikten anlıyor.

Tom understands music.

Rock müzikten hoşlanırım.

I like rock music.

Fakat müzikten ötürü odaklanamıyor.

but cannot concentrate because of the music.

Klasik müzikten zevk alırım.

- I like classical music.
- I enjoy classical music.

Ben bu müzikten hoşlanırım.

I like this music.

Müzikten hoşlanıyorsun, değil mi?

You do like music, don't you?

Mary, country müzikten hoşlanır.

Mary likes country music.

Bu tür müzikten hoşlanmam.

- I don't like that kind of music.
- I don't like this kind of music.

Ben enstrümantal müzikten hoşlanırım.

I like instrumental music.

Bu müzikten nefret ediyorum.

I hate this music.

Betty klasik müzikten hoşlanır.

Betty likes classical music.

Hangi tür müzikten hoşlanıyorsun?

Which kind of music do you like?

Genellikle country müzikten hoşlanmam.

Generally I don't like country music.

O müzikten çok hoşlanır.

- He has a great fondness for music.
- He likes music very much.
- He likes music a lot.

Tom klasik müzikten hoşlanmaz.

Tom doesn't like classical music.

Yüksek sesli müzikten hoşlanmam.

I don't like loud music.

Yüksek sesli müzikten hoşlanırım.

I like loud music.

- Lisedeyken ne tür müzikten hoşlanırdınız?
- Lisedeyken ne tarz müzikten hoşlanırdın?

What kind of music did you like when you were in high school?

Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.

Young people like popular music.

İngilizceyi müzikten daha çok seviyorum.

I like English better than music.

Tom futbol ve müzikten hoşlanır.

Tom likes football and music.

Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

It seems that Cathy likes music.

O country müzikten nefret eder.

She hates country music.

O kız o müzikten hoşlanır.

That girl likes that music.

Tom müzikten hoşlanır, değil mi?

Tom likes music, doesn't he?

Aynı tür müzikten hoşlanıyor gibiyiz.

We seem to like the same kind of music.

Tom klasik müzikten pek anlamaz.

Tom doesn't know much about classical music.

Tom bu tür müzikten hoşlanıyor.

Tom likes this kind of music.

Bu tür müzikten nefret ediyorum.

I hate this kind of music.

Bu tür müzikten gerçekten hoşlanmam.

I don't really like this kind of music.

Bu tür müzikten gerçekten hoşlanıyorum.

I really like this kind of music.

Tom klasik müzikten hoşlanıyor mu?

Does Tom like classical music?

Bu tür müzikten hoşlanıyor musun?

Do you like this kind of music?

"Müzikten hoşlanırım." " Bu da ne demek oluyor? Müzikten hoşlanmayan biri var mı?"

"I like music." "What is that supposed to mean? Is there anyone who doesn't like music?"

Müzikten bahsetmişken, ne tür müzik seversiniz?

Talking of music, what kind of music do you like?

Tom'un ne tür müzikten hoşlandığını düşünüyorsun?

What kind of music do you think Tom likes?

Kendimi pop müzikten vazgeçmiş gibi hissediyorum.

I feel I'm growing out of pop music.

O bana müzikten hoşlanıyor gibi geliyor.

It seems to me that he likes music.

Müzikten hoşlanırım ve her gün dinlerim.

I like music, and I listen to it every day.

Tom klasik müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

It seems that Tom likes classical music.

Daha gençken ne tür müzikten hoşlanırdın?

What kind of music did you like when you were younger?

Mary'nin bu tür müzikten hoşlandığını sanıyordum.

I thought Mary liked this kind of music.

Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.

They sat still as if they were charmed by the music.

Tom'un ne tür müzikten hoşlandığını öğrenmek istiyorum.

I want to find out what kind of music Tom likes.

Tom Mary'ye ne tür müzikten hoşlandığını sordu.

Tom asked Mary what kind of music she liked.

Tom ve Mary aynı tür müzikten hoşlanmıyor.

Tom and Mary don't like the same kind of music.

Tom bu tür bir müzikten hoşlandığını söylüyor.

Tom says he likes this kind of music.

Tom ve Mary aynı tür müzikten hoşlanır.

Tom and Mary like the same kind of music.

Tom'un hoşlandığı aynı tür müzikten hoşlanıyor musun?

Do you like the same kind of music that Tom does?

Tom'un bu tür müzikten hoşlandığını söylediğini sanıyordum.

- I thought Tom said he liked this kind of music.
- I thought that Tom said he liked this kind of music.
- I thought Tom said that he liked this kind of music.
- I thought that Tom said that he liked this kind of music.

Tom'un bu tür müzikten hoşlandığını söylediğini düşündüm.

- I thought Tom said he liked this kind of music.
- I thought that Tom said he liked this kind of music.
- I thought Tom said that he liked this kind of music.
- I thought that Tom said that he liked this kind of music.

Müzikten anlayan kim onun çalmasının iyi olduğunu söyleyebilirdi?

Who that understands music could say his playing is good?

Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.

I like vocal music better than instrumental music.

O, müzikten çok daha fazla dans etmeyi seviyor.

He likes dancing, much more music.

O gerçekten klasik müzikten hoşlanır ve takdir eder.

He really enjoys and appreciates classical music.

- Ann müziği çok seviyor.
- Ann müzikten çok hoşlanır.

Ann likes music very much.

Bazı kızlar o tür müzikten hoşlanıyor ve bazıları hoşlanmıyor.

Some of the girls like that sort of music, and some don't.

Tom Mary ile aynı tür müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Tom seems to like the same kind of music as Mary.

- Tom bağırarak müzikten sesini duyurmaya çalıştı.
- Tom müziği bastırmak için bağırdı.

Tom yelled over the music.

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

Betty likes classical music.

- Müziği sevmesen bile, bu konserde eğleneceksin.
- Müzikten hoşlanmasan bile, onun konserini seveceksin.

Even if you don't like music, you'll enjoy his concert.

- Tom müziğin sesini bastırabilmek için bağırdı.
- Tom müzikten sesini duyurabilmek için bağırdı.

Tom shouted over the music.

Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.

As is often the case with educated people, he likes classical music better than popular music.