Translation of "Klasik" in English

0.007 sec.

Examples of using "Klasik" in a sentence and their english translations:

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

Betty likes classical music.

Klasik sembolleri düşündüm:

And I went through the classic symbols:

Klasik müzikten hoşlanırım!

I do like classical music!

Bu bir klasik.

It's a classic.

Klasik müzik dinliyorduk.

We were listening to classical music.

Klasik müziği seviyorum.

I like classical music.

Klasik müzik dinliyorum.

I'm listening to classical music.

- O, klasik müzik dinlemeyi seviyor.
- Klasik müzik dinlemeyi sever.

He loves listening to classical music.

klasik bir turist hareketiydi.

the classic tourist move.

Örtük belleğin klasik örneği

The classic example of a non-declarative memory

Milton klasik yazarlardan biridir.

Milton is one of the classic writers.

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

She enjoys listening to classical music.

Klasik müzikten zevk alırım.

- I like classical music.
- I enjoy classical music.

Klasik müzik beni yatıştırıyor.

Classical music soothes me.

Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.

I'm very interested in classical literature.

Tom klasik müziğe düşkündür.

- Tom is fond of classical music.
- Tom likes classical music.

Betty klasik müzikten hoşlanır.

Betty likes classical music.

Ben klasik müziği sevmiyorum.

I don't like classical music.

Ben klasik müziği severim.

I like classical music.

Hobilerimden biri klasik müziktir.

One of my hobbies is classical music.

Klasik bir okulda öğreniyorum.

I learn in a classical school.

Ben klasik Yunanca konuşuyorum.

I speak Classical Greek.

Klasik müzik dinlemeyi seviyorum.

I love listening to classical music.

Klasik müzik dinlemeyi severiz.

We love listening to classical music.

Klasik müziği sever misin?

Do you care for classical music?

Tom klasik müzikten hoşlanmaz.

Tom doesn't like classical music.

Tom klasik müziği sever.

Tom likes classical music.

Babam klasik müzik dinler.

My dad listens to classical music.

Tom klasik müzik dinler.

Tom listens to classical music.

Fadıl klasik Arapça öğreniyordu.

Fadil was learning classical Arabic.

Bu şarkı bir klasik.

This song is a classic.

Favori klasik rock şarkın nedir?

- What is your favorite classic rock song?
- What's your favorite classic rock song?

Klasik müzik dinlemeyi çok severim.

I like listening to classical music a lot.

Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.

I like to listen to classical music.

Tom hiç klasik müzik dinlemez.

Tom doesn't listen to classical music at all.

Klasik müzik benim tarzım değil.

- Classical music is not my cup of tea.
- Classical music isn't my cup of tea.

Klasik müzik hoşuna gidiyor mu?

Do you like classical music?

Tom'un klasik müzik sevdiğini duydum.

I heard that Tom loves classical music.

Tom genellikle klasik müzik dinler.

Tom usually listens to classical music.

Müziği seviyorum, bilhassa klasik müziği.

I like music, particularly classical music.

Ben klasik müziği çok severim.

I like classical music very much.

Tom klasik müzik dinlemeyi sever.

- Tom loves listening to classical music.
- Tom likes to listen to classical music.

Tom'un klasik müzik sevdiğini biliyorum.

- I know that Tom likes classical music.
- I know Tom likes classical music.

Ben klasik bir okulda öğreniyorum.

I am learning in a classical school.

Onlar bazen klasik müzik dinlediler.

They listened to the classical music sometimes.

Ben hâlâ klasik rock seviyorum.

I still love classic rock.

Tom sadece klasik müzik dinler.

Tom only listens to classical music.

O, klasik bir eğitim aldı.

He had a classic education.

O klasik müzik dinlemeyi seviyor.

She loves listening to classical music.

Mary klasik müzik dinlemeyi sever.

Mary loves listening to classical music.

Onlar klasik müzik dinlemeyi seviyor.

They love listening to classical music.

O klasik eğitimli bir adam.

He is a man with a classical education.

Klasik müziği seversiniz, değil mi?

You like classical music, don't you?

Benim hiç klasik müziğim yok.

I don't have any classical music.

En sevdiğiniz klasik gitarist kim?

Who's your favorite classical guitarist?

Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

I'm fond of listening to classical music.

Tom klasik müzik dinlemeyi seviyor.

Tom enjoys listening to classical music.

Ben sadece klasik müzik dinlerim.

I only listen to classical music.

Sami sadece klasik müzik dinler.

Sami only listens to classical music.

Bu film bir kült klasik.

This film is a cult classic.

Tom klasik müzikten pek anlamaz.

Tom doesn't know much about classical music.

Tom klasik müzikle çok ilgilidir.

Tom is very interested in classical music.

Artık asla klasik müzik dinlemiyorum.

I never listen to classical music anymore.

Tom klasik müzikten hoşlanıyor mu?

Does Tom like classical music?

Klasik müzik dinlemeyi sever misin?

Do you like to listen to classical music?

Bütün gündür klasik müzik dinliyorum.

I've been listening to classical music all day.

Tom klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

Tom likes listening to classical music.

Dün klasik müzik dinledin mi?

Did you listen to classical music yesterday?

O klasik park yerine parketti.

She parked in her usual spot.

Bu, doğrulama yanlılığının klasik bir örneği.

This is a classic example of confirmation bias.

Bu, klasik bir filmin yeniden çevrilmişidir.

This is a remake of a classic movie.

Fransa'da 17.yüzyıl klasik edebiyat dönemidir.

In France, the seventeenth century is the period of classical literature.

Müziği, özellikle de klasik müziği severim.

I love music, particularly classical.

Tom klasik olarak eğitilmiş bir piyanist.

Tom is a classically trained pianist.

Müziği severim, özellikle de klasik müziği.

I like music, especially classical music.

Klasik müzik dinlemeyi seversin, değil mi?

You love listening to classical music, don't you?

Bir tür neo-klasik rönesans var.

There is a sort of neo-classical renaissance.

Klasik arabandan gerçekten kurtulmayacaksın, değil mi?

- You aren't really going to get rid of your classic car, are you?
- You're not really going to get rid of your classic car, are you?

Tom Mary'nin klasik müzikle ilgilendiğini bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary was interested in classical music.
- Tom didn't know Mary was interested in classical music.

Tom bir klasik müzik festivaline gitti.

Tom went to a classical music festival.

Bu klasik bir Nijeryalı bubi tuzağı.

It's a classic Nigerian booby-trap.

Mary klasik eğitim almış bir müzisyendir.

Mary is a classically-trained musician.

Tom klasik olarak eğitilmiş bir müzisyen

Tom is a classically-trained musician.

Tom klasik müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

It seems that Tom likes classical music.

Çağdaş klasik müzik genellikle çok uyumsuzdur.

Contemporary classical music is often very dissonant.

Ben sık sık klasik müzik dinlemem.

I don't often listen to classical music.

Artık neredeyse hiç klasik müzik dinlemiyorum.

I hardly ever listen to classical music anymore.

Birbirimizle bir klasik müzik konserinde tanıştık.

We met each other at a classical music concert.

Ders çalışırken, klasik müzik dinlemekten hoşlanıyorum.

I like to listen to classical music while I'm studying.

Klasik müzik hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

I don't know anything about classical music.

Klasik müzik hakkında çok şey bilmiyorum.

I don't know a lot about classical music.

Klasik müzik hakkında çok şey biliyorum.

I know a lot about classical music.

klasik bir müzik parçası olarak hayata başladı.

it started life as a classical piece of music.